
ATATÜRK’ÜN BİZLERDEN İSTEDİĞİ NE...
Bugün 10 Kasım, Büyük Önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 83. yıldönümü. Rahmetle ve minnetle anıyorum. Atatürk anıyoruz ama onu anlıyor muyuz!! Ben halen anlayamadığımızı düşünüyorum..
Mesela ne demiş Büyük Önder biliyor musunuz vefatına yakın dönemlerde....
" O arkadaşlara söyleyiniz ki, Türk Milleti’ne, Türk Cumhuriyeti Devletine karşı yapmaya mecbur olduğumuz ödevler bitmemiştir ve bitmeyecektir. Bu dünyadan göçerek Türk Milleti’ne veda edeceklerin, çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara son sözü şu olmalıdır:
Benim, Türk Milleti’ne, Türk Cumhuriyeti’ne Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de, sizden sonrakilere, benim sözümü tekrar ediniz.
Bu sözler ferdin değil, bir Türk ulusu duygusunun ifadesidir. Bunu, her Türk, bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmeyeceğini, O’nun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.” evet büyük önder
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK böyle söylemiş...
Yine ne söylemiş biliyor musunuz ..
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! ”
Yine ne söylemiş Büyük kurtarıcı..
Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
Yine bakın ne söylemiş.
" Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.” Yine
Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız."
Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır
Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü uygar buluşlardan azami derecede istifade etmek zorunludur."
Diye söylemiş ATAM.
VE SONUNCUSU ..
"BENİM NACİZ VÜCUDUM ELBET BİR GÜN TOPRAK OLACAKTIR, ANCAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR."
RAHAT UYU ATAM
BİZE GÖSTERDİĞİN ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLUNU GELECEK NESİLLERE AKTARMAK EN BAŞLICA GÖREVİMİZ OLACAKTIR..