Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, şarkıcı Gülşen’in tutuklanması ve dün de denetimli olarak serbest bırakılması ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Gelecek Partisi İlçe Başkanı Kurt yaptığı açıklamada, “Yine bir kadın, yine bir sanatçı ve yine bir "delil karartma ve ya kaçma şüphe" gerekçesi ile yine yeni bir tutuklama ve yine bir garabet” dedi.
Gülşen’i hakaretinden dolayı kınadığını ancak özür dileme erdemi için de alkışladığını söyleyen Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt açıklamasının devamında; “Ve " toplumu alenen kin ve düşmanlığa sevk etmek " iddiası ile suç duyurusunda bulunmak(!) Ama, belli bir kişi, kitle, grup ve güruhun ağzından çıkması bu fiili suç yada değil kararı, bazı dernek, STK ve mensupları harekete geçirme ya da geçirmeme ye etken kontrollü bir tepki olabilmekte maalesef... Sıkıntının bu cihette olduğu da herkesin malumu.. Yani tezgâh aynı, senaryo aynı, konteks de ve sadece mağdurlar değişken.
Ortada bir suç olduğu, toplumun belirli bir mezun, mensup, mezhep ve meşrebi üzmesi, kırması ve hatta kızdırması da makul, anlaşılır ve muhakkak ancak, daha önce duyduklarımız ile mukayese ettiğimizde ki; " sürtükler, çürükler, cibilliyetsiz, zürriyetsiz, şerefsiz" vs ile 'sapık' tabiri aralarında paha ve sıklet farkı olmadığı görülmektedir. Kaldı ki, bu tabiri kullanan, 'incinen herkesten ve toplumdan' özür dilediği nazarı itibara alındığında. Bu fiil ve faile yapılan muamele ile önce saydığımız fiil ve faile yapılan muamelenin hukuken denk ve adil olması beklenirdi. Oldu mu? Hayır. Mesele, mesel ve misal tam da bu Hakkaniyet ve Müsavat. Adeta Alman filozof A.Gote' nin dediğini doğrulamış niteliktedir: " ona ayrı, buna ayrı, zengine ayrı, fakire ayrı muamele olur, olur da adı hukuk olmaz". İşte tam bu nokta ve o merkezdeyiz vesselam. Orantısız, siyasi ve yanlı bir karar. Ve yani masum değiliz hiç birimiz.
Bazı kesim, teşekkül ve dernekler ' seferberlik anlayış ve toplu olarak' ülke genelinde suç duyurusunda bulunmaları da gayet doğal ve yerinde kullanma hakkıdır. Ancak, bu hakkı asıl alanda yolsuzluk, çeteleşme, rüşvet, talan, adam kayırma ve özellikle itikadımıza uymayan fetva, söylem ve edimlerle mücadelede de gösterilse ne kadar şık ve anlamlı olurdu. Ülke gündeminde bu konular varken, dört-beş ay önce söylenmiş bir sin kâfin önümüze getirilmesi, gündem değiştirme gayretine hizmetten başka hiç bir şeye yaramayacağı da aşikardır. Bunun toplumu ve özellikle hinterlandını konsolide gayretinden başka bir şey değildir.
Tarafsız olması gereken ve olması beklenenler in taraflı tavrı, güttükleri davaya daha büyük zarar vermektedir. Tepkiler siyasi değil, önce insanı, vicdani ve İslami olmalı, müspet bir mütalaa, hakkaniyetli mücadele gönüller kazandıracaktır.
Gülşen hanımı hakareti dolayısı ile kınıyor, özür dileme erdemi için alkışlıyor, halkımızı itidale, arka plandaki gerçekleri görmeye ve idarecilerimizi basirete davet ediyorum, şerh olsun” ifadelerini kullandı.