Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Büyükelçiler konferansında yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, “Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Büyük elçiler konferansında sarf ettiği 'Esed rejimi ile muhalifleri barıştırma, Türkiye' de geçici sığınmacı durumunda olan ve Kuzey Suriye' de geçici yerleşik durumda ama, Türk vatandaşlarının cebinden, alın terinden yapımı devam eden konutlara yerleştirmeyi planladığı cihatçı muhaliflerin kazan kaldırması, iç savaş provası ve savaş çığırtkanlıkları şeklinde karşılık buldu. ''Türkiye bizi Esed'e sattı, gerekirse Türkiye' ye karşı da savaşırız, Esed ile barışmak mümkün değil'' çıkışı ve bölgede konuşlu asker ve polisimize saldırılara, bayrak ve araçlarımıza, hem yurt içinde ve hem de yurt dışında bir isyana, bir kalkışma ve sınır ihlal girişimlerine sebep olması da cabası maalesef” dedi.
Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt yaptığı basın açıklamasının devamında; “Malumunuz üzere, bu bölgeye planladığımız operasyon ile ilgili gerek İran, gerek Rusya ve ABD; bu tür bir operasyona şiddetle karşı çıkmışlar, sayın Erdoğan'ın bu bağlamda yaptığı İran ve Rusya gezileri sonuçsuz kalmış ve girişim askıya alınmıştı. En son Soçi görüşmeleri; sayın Putin'i Akkuyu santrali ile ilgili bilgilendirme, Ukrayna ve özellikle Suriye başlıklarında olacağı basına bildirildi. Putin' in 'Suriye ile ilgili sorunları Şam ile görüş' telkini üzerine, zaten alanda harekat ve manevra alanı daralan Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirme mecburiyeti doğurmuş, sayın M. Çavuşoğlu'nun büyük elçiler konferansı ile uluslar arası arenada ilanına vesile olmuştur. İşin doğrusu ve okuması budur. Yani yine hükümet bir politikadan daha çark etmiş, değişime mecbur kalmış ve diplomasi de bu vesile ile ekonomi ve bir çok alan olduğu gibi iflas eşiğine geldiği birinci ağızdan itiraf edilmiş olunmakta idi ve oldu da...
Necip Türk milletini itidalli olmaya çağırıyorum zira, bu hükümetin yıllardır sürdürdüğü ancak, değiştirdiğini anladığımız ve muhalefetin yıllardır dillendirdiği 'Suriye Bataklığı' mevzuuna battığı ve çıkmaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Kolay değil bu çark, 90 (doksan milyar ) dolardan daha fazla para harcandığı, ÖSO'nun lojistik ve ikmali, geçici sığınmacıların tüm masraflarının halkımızdan çıkarıldığı, girdiğimiz Elbab, Azez ve Cerablus bölgelerinin imar, iskan ve ihyası, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhranın gerçek sebebi olduğu gerçekliğinin halkımızca da anlaşılmış olma olasılığıdır. Bir açıklama ile bu şekilde konsolide olan, kaybedecek bir şeyi kalmamış insanların, Ensar-muhacir kardeşliği ile sırtımıza sarılması ve kontrolsüz bir hal alması insanlarımızı tedirgin ve huzursuz etmeye devam etmekte ve edeceği anlamına gelmektedir.. Bu u/a başka hesapların ön adımları ve ilk denemeleri olabilir, iktidar kaygısı bu tür kaosları tetikleye bilir. Aman dikkat ve devletin teyakkuz içinde olmasını, kimsenin ateşle oynamamasını diliyoruz. Tahrik ve kışkırtmalar önce masumları vurur gerçekliğini unutmamalıyız.
Bu nankör girişim ve sorumluları en ağır şekilde cezalandırılmalı, bayrağımıza kalkan eller bu mazlum halka bırakılmadan kırılmalı, gidişleri hızlandırılmalı ve kendi topraklarında yaşamaları hem bizim ve hem de onlar açısından ivedilik arz etmektedir. Bu milli güvenlik sorunumuz, birlik ve beraberlik sorumluluğumuzdur. Ham hayal kuranlara, terörden yarar umanlara ve vatandaşlık verilerek siyasi manevralar kuranlara ders olmalı, milletin ayranını taşırma girişimlerine bir nihayet olmalıdır, şerh olsun” ifadelerini kullandı.