Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt yaptığı basın açıklamasında, “AKP hükümeti içinde siyaset yapan ve devlet, millet, kültür ve medeniyetimizi temsil yetisi, liyakate haiz, ehliyet ve ahlaki erdem, Türk devlet geleneğine hakimiyet açısından, manevi ve itikadi ruhsata sahip, hariciye görevini akıl, mantık, zeka, muhakeme ve hitabet konularında mahir, nüktedan, akıcı konuşan, güzel ses tonu, vücut diline hakim, pratik, süratli ikna ve intikal kabiliyetli, kurnaz, uyanık, müzakereci, tecrübeli, bilgili, istişareci, milli değer ve edere vakıf olması itibariyle en sevdiğim ve saygı duyduğum devlet ricalinden biridir dış işleri bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu. Ancak, Doğu Türkistan'da yaşanan mezalim ile ilgili ve Çin ile ilişkiler konusunda verdiği mülakat ile içimize şek ve kuşku düşürmüştü. Ve şimdilerde de İsrail'e yaptığı ziyaret ile bu kuşkumuzu daha da güçlendirmiş, benim gibi bir çok insanımızı da incitmiş olmalı” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile yaptığı ortak basın açıklamasında müdahil kişiliğinden eserin olmadığını da söyleyen Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, “Lapid'in yaptığı gaflara ve illuminatik göndermelere kıvrak zekasını devreye koyarak yanıt veremedi. Lapid, Urfa yerine Harran'ı kullanmayı tercih etti. Hz İbrahim'e burada kitap indirildiğini, İslam, Musevi ve Hristiyanlıkta en önemli insanlık tarihi cümlelerinden birinde tanrı; ''Ülkenizden, ailenizden ve atalarınızın evinden ayrılıp size gösterdiğim topraklara gidin'' diyerek Kenan'ı dayatmasına itiraz edemedi.
Hz İbrahim kardeşinden kaçarak, İsrail'e geldiğini, kardeşinin orda kalmasını unutamadığını, bu yüzden Türkiye'yi çok sevdiğini dillendirmesine, Urfa'yı anavatan yapmasına ses çıkaramadı.
Hatta biraz daha ileri gidip, biz hepimiz Türkiye'liyiz bu yüzden Türk pasaportu taşıma hakkına sahip olduklarını söylemesine bile” dedi.
Kurt, yaptığı açıklamanın devamında; “Kimisi bunu bir latife olarak algılaya bilir ancak, binlerce Yahudi kadına Urfa' da doğum yaptırılıp, çocuklarına vatandaşlık almaya çalıştıklarını, bunu bilenler ciddiye alınması gereken bir gaf olduğunu da bilir hiç şüphesiz.. Bu bir sempati ya da boş boğazlık değildi bir göndermeydi yani,
ABD Türkiye ve İsrail büyük elçileri ve ABD yetkilileri ile yürütülen 'Orta Doğu’da yeni bir güç oluşturma' çalışmaları başarılı olmuş olacak ki, bu deklare ve beyan edildi.
Biden ve Blinken'e 'devrim muhafızlarının terörist ilanına' teşekkür edildi. Dost ve derin müttefiklere terör ile mücadele çağrısı yapıldı.
Türkiye ile ilişkilerde iniş-çıkışlar olduğu ancak, uzun geçmişe sahip ulusların bir devri nasıl kapatıp-açmasını bildiklerini demesine sessiz kaldı,
siyasi gerilim ve kriz dönemi, pandemi dönemi dahil ticaret ve ekonomik ilişkilerin artarak devam ettiğine şerh koyamadı.
On beş yıl içinde ilk Dışişleri Bakan ziyareti olduğu, burada 'yapılan güzel işlerin ve oluşturulan çerçevenin sadece bizler değil çocuklarımız da istifade edecek' cümlesi de pek tepki almadı.
Yani AKP dış siyasetinde de pek bir değişiklik yok; içerde ABD ve İsrail düşmanı, dışarıda ABD ve Yahudi hayranlığına devam. Devletlerin eşit şartlarda ilişki kurmaları yanlış bir iş değil elbette, Filistin kardeşliği, kutsal Kudüs ve Mescid-i Aksa istismarına ve bu çarpık siyaset anlayışına karşıyız. Bu bağlamda yürütülen yanlış söylem, eylem, maval ve masalları ret ediyoruz” dedi.