SOMBAHÇEM
Geçen gün oturdum, mektup yazıyordum edebiyat öğretmenime, "ki" ile başım dertte diye. Küçük oğlum geldi yanıma;
- Ne yapıyorsun annem sessiz sessiz?
- "Ki" ile başım dertte de, öğretmenime mektup yazyordum.
- Ne "ki" si?
- Bağlaç olan "ki," edat olan "ki."
- Mektup mu kaldı anne hangi çağdasın, "Watsapp"tan yazsana.
- Ah oğlum sen bilmezsin mektubu, biz mektup dönemi çocuklarıyız. Mektup yazardık, sonuna da "acele ceyap beklerim" derdik. En acele cevap bir ayda gelirdi.
- Abov, çok fazlamış annem! Nasıl dayanıyordunuz bir ay?
- Dayanamıyorduk ama sabrı öğreniyorduk.
- Valla ben bekleyemem çatlarım.
- Biz de çatlıyorduk, uykusuz geceler geçiriyorduk. Her gün postacının yolunu bekliyorduk. Bize mektup yoksa, kızıyorduk postacıya. Postaneye gidip soruyorduk.
- Aa, gercekten mi?
- Gerçekten!
- Ah oğlum beni eskilere götürdün, burnumun direği sızladı. Nerden geldik biz buraya?
- "Ki" diyordun.
- Evet, "ki" diyordum sahi. Ne zaman ayrı yazılır, ne zaman bitişik yazılır, onu sormak için mektup yazıyordum.
- GOOLE amca var annem. Oraya ne istiyorsan soruyorsun, anında sana tıkır tıkır veriyor cevabı. SOMBAHÇEM diye bir şey var. Yaz oraya, orada kalıplaşmış, bitişik yazılan kelimeler var. Onları öğrendin mi gerisi kolay.
- Ben SOMBAHÇEM bilmem yavrucuğum. Benim bildiğim; gönül bahçesi, çiçek bahçesi, çay bahçesi, bir de Babil'in Asma Bahçeleri var. Biliyor musun; en güzeli de "gönül bahçesi"dir.
- Anne'ciğim, bu yaşta gönül bahçesi kalır mı, kurumuştur çoktan.
-Ah yavrum, gönül bahçesi hiçbir zaman kurumaz, kuruduğu an toparağa bakar insanın gözü!
- Vay vaay! Anne'ciğim, ben gayet ciddiyim, şaka demiyorum. Yaz Google'ye SOMBAHÇEM görürsün, dedi ve gitti...
Neyse girdim Google'ye, SOMBAHÇEM yazdım, çıktı gerçekten.
SOMBAHÇEM'de bitişik yazılan kalıplaşmış kelimeler;
Sanki,
Oysaki,
Mademki
Belki,
A
Halbuki,
Çünki,
Eğer ki,
Meğerki.
Vay başıma gelenler! Girdiğime gireceğime pişman oldum. "A"nın karşılığında hiçbir şey yok. Benim gibi garip garip duruyor, orda biçare. "Eğer ki" ayrı yazılır diyerek, bahçeden atmışlar. Yerine şu bizim "illaki"yi almışlar. SOMBAHÇEM olmuş sombhçim. Şaşkına döndüm. Ah oğlum ah! Dedim halbuki; "ben gönül bahçesinden gayri bahçe bilmem" diye. Kafam "karman çorman" oldu. Zaten "ki" ile başım dertteyken, hiç işin içinden çıkamaz oldum. "İllaki" de atılır yakında bahçeden. Hele biraz tadını çıkarsın. Hangi hahar bilmiyorum ama bir baharda, onu da kolundan tutup atalar. Bana göre illaki de ayrı yazılıyor...
Demek istediğim şu ki; SOMBAHÇEM kalıbını oluşturan edebiyatçılar bile, işin içinden çıkamazken; ben ne yapayım, siz söyleyin?