Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, TBMM’de görüşülen sosyal medya düzenlemesi ile ilgili yaptığı basın açıklamasında, “'Sosyal medya düzenlemesi' mi, yoksa 'dezenformasyon düzenlemesi mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi açılır açılmaz, ilk icraat olarak 'Sosyal medya düzenlemesi' görüşülmeye açıldı. Daha doğru bir tespit ve tabir ile sosyal medya düzenlemesi diye başlanan sonrasında ise' dezenformasyon yasası' olarak yeniden isimlendirilen yasa görüşmeleri” dedi.
Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, basın açıklamasının devamında; “Her vatandaşımızın şahit olduğu gibi, AKP hükümeti ve yandaşlarının alışıla geldiği gibi dünden bu güne ne kadar sorun çözme ve yanlış uygulanmış düzenleme varsa bunları siyasi ranta çevirme ve daha da büyütüp içinden çıkılmaz bir hale getirme konusunda ne kadar mahir olduğunu bilir.
Yani herhangi bir iyileştirme, yenileme ya da düzenleme yapacakları zaman önce meseleyi içinden çıkılmaz bir hale getirip, insanları canından bezdirip, mazlum-mağdur sayısını arttırıp özellikle sorunları büyütür. Sonra ' çekilin ben doktorum' tavrı ile ortaya çıkıp suni teneffüs ya da pansuman tedbirlerle ölüyü canlandırma gösterisi sergiler. Bu düzenleme de aynen böyle.. Kurduğunuz trol ve troliçe çeteleri ile sosyal medyayı siz bu hale getirmediniz mi?. Yakaladığınız ve Arnavutluk' tan hemen getirdiğiniz Sedat Peker'in elemanı EGM bünyesinde bu alanda çalıştığını itiraf etmedi mi?. Neden üzerine gitmiyorsunuz? Lehte ala, aleyhte bela mı? Binlerce hesap insanlara itibar suikastı yapıyor, iftira atıp ve karalıyor, neden onlardan başlamıyorsunuz? Elbette haysiyet cellatlığı, iftira ve orantısız psikolojik şiddet, hakaret, aşağılama, onur ve gurur incitici paylaşımlar bir denetime tabii olmalı, kimse buna karşı değil. Ancak sizin derdiniz bunu yani, sosyal medyayı düzenlemek değil, tüm basın ve yayını sansürlemek. 'dezenformasyon düzenlemesi' diye daha geniş minvalde ve tüm basın ve yayına müdahil olmak derdindesiniz. Yani yine aynı taktiği uygulayıp ' baldıran zehrini altın tasta ve yanında bal ile sunuyorsunuz topluma. Asıl derdiniz muhalefeti susturmak, ülkede ki yangını söndürmek değil ve bu hiç etik ve adil değil. Gerçek niyetiniz kendi yandaşlarınızı yanlışlarını 'taktir' yetkisi ile koruyup, muhalif ama doğru eleştirileri sınırsızca susturup, ezmektir. Düzenlemedeki muğlak, yuvarlak ve esnek tabirler ve ifadeler kaldırılmalıdır. Tabir ve tarifler herkesin anlayıp kavrayacağı, rahat uygulayacağı netlikte olmalıdır. Taktir Hakkı, muazzam adaletsizliklere, hukuksuz uygulamalara ve yanlı hükümlere vesile olacaktır. Yandaşa sessiz ve tepkisiz, muhalefete keskin ve kesici olacaktır. Bu da tam bir sansür, susturma, meşru siyasi alanı daraltma, haber alma özgürlüğünü karartma düzenlemesi olacaktır. Bunu kabul edilmez buluyor ve ret ediyoruz. Neden öncelik budur? Neden öncelik ekonomi ve ya hayat pahalılığı ya da kaçak göçmen değil de budur? Tüm halkımızı e devlet üzerinden, ikametlerine kayıtlı yabancı olup olmadığını sorgulamasını istirham ediyorum. AKP hükümeti bizi oy uğruna, ayrı bir büyük soruna' evde yabancı' ya da ' her eve bir yabancı' her eve bir mülteci' sorununa doğru sürüklüyor şerh olsun” ifadelerini kullandı.