Karagöz, yaptığı basın açıklamasında, “Türkiye Cumhuriyeti’nin merkezi yönetim bütçesi haziran ayında aylık bazda tam 219,6 milyar TL açık vermiş ve yılın ilk 6 ayında toplam açığımız 485 milyar TL’ye dayanmıştır. Geçen yıl aynı döneme baktığımızda ise bütçe 94 milyar TL fazla verirken bu sene açık vermesinin sebebi nedir? Bu durumu değiştiren en önemli sebep bütçe harcamaları %101 artarken, bütçe geliri artışının %48’lerde kalması olmuştur. Bütçe harcamalarının %101 artmasındaki en önemli sebep hükümetin seçim ekonomisine kapılarak tutarsızca yaptığı harcamalar oldu. Kamunun bütün imkanları AKP’nin seçimi kazanması için acımasızca kullanıldı. Yaşadığımız deprem felaketinden arındırılmış hesaplamalara bakıldığında da bu artış oranı %94’ü bulmakta. Yani deprem felaketi söylemleri hükümetin yaptığı hesapsız harcama politikalarını perdelemek için kullandığı bir argümandan ibaret. AKP Hükümeti’nin seçimden sonra alışkanlık haline getirdiği vergi zamları yaşadığımız deprem felaketini finanse etmekten ziyade hesapsız harcamalar sonucu oluşan bütçe açığını finanse etmek için kullanılıyor. AKP harcıyor 85 milyona faturasını kesiyor!” dedi.
Sadece kamunun değil, vatandaşların da borç batağına girdiğini söyleyen CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, “Ödenemeyen borç sorunu yalnızca kamunun bir sorunu değil. Aynı zamanda vatandaşlarımızda borç batağına girmiş durumda. Yıllık faiz oranları %50’leri bulmasına rağmen vatandaşlarımızın kullandığı bireysel tüketici kredilerinde ki artış devam ediyor. Şuan güncel tüketici kredisi ve kredi kartı borç toplamı 2 trilyon 260 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Vatandaşlarımızın geliri günlük yaşamlarını idame ettirmeye yetmediği için mecburen kredi ve kredi kartlarına yönlendiriliyor. Vatandaşın borcu katlanarak büyürken, borcun faizleri ödenirken bile zorluk çekiliyor. İcra dosyalarında geçen yıla oranla tam %63’lük bir artış yaşandı. 85 milyon nüfusa sahip Türkiye Cumhuriyeti’nde tam 8 milyon 167 bin adet icra dosyası mevcut. Yani her 10 kişiye 1 aktif icra dosyası düşmekte. UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 21 milyon 830 bine vardı. Yaratılan enflasyonist ortamda vatandaşın aldığı zamlar birkaç ay içinde eriyerek halkımız bankaların insafına bırakılmakta. Hükümet vatandaşımızı enflasyondan korumak için adım atmanın tersine, vergi artışlarıyla hem vatandaşımızı daha zora sokuyor hem de enflasyonun ateşini arttıracak hamleler yapıyor.
Merkez Bankası’nda yapılan son değişiklerle yıllar sonra liyakatli kadrolar için bir adım atıldı. Ancak bu adım tek başına yetersiz kalacaktır ve farklı aksiyonlarla desteklenmelidir. Merkez Bankası kesin bir şekilde bağımsız kılınmalıdır, para politikası için karar alırken siyasi olarak baskılanmamalıdır. Maliye politikası yalnızca vergi artışlarıyla değil aynı zamanda ciddi ve samimi kamu tasarruflarıyla devreye sokulmalıdır. Yıllardır süren israf ve rant düzeni son bularak ciddi yapısal reformlara gidilmelidir. Markete, pazara, kasaba giderken iki kere düşünen vatandaşımızın eli rahatlatılmalıdır. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak sosyal demokrat ekonomi anlayışıyla halkımızın refaha ermesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” ifadelerini kullandı.