Geçtiğimiz günlerde AK Parti Merzifon İlçe Başkanı Yasin Kuzucu tarafından yapılan basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi Merzifon İlçeBaşkanı Hasan Koparan’dan cevap geldi.
CHP Merzifon İlçe Başkanı Hasan Koparan yaptığı basın açıklamasında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin her zaman halk ve özgürlüklerin teminatı ve savunucusu olduğunu ve olmaya da devam edeceğini söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Merzifon İlçe Başkanı Yasin Kuzucu’nun Ekim ayı içerisinde Merzifon’daki yerel basına vermiş olduğu beyanata karşı cevap verme gereğinin hasıl olduğunu söyleyen CHP Merzifon İlçe Başkanı Hasan Koparan, “AKP zihniyeti her zamanki gibi “çamur at izi kalsın”, “yalandan kim ölmüş!”, “bu millet ne söylersek inanıyor” düşüncesi ile hareket etmeye ve gerçekleri çarpıtmaya devam etmektedir. Biz Cumhuriyet Halk Partililer ülkenin, milletin ve geleceğimizin faydasına yapılan işleri kim yaparsa yapsın inkar etmeyiz ve yapanlara, emeği geçenlere minnet duyarız” dedi.
Gerçekleri bilmek için Türkiye Cumhuriyeti tarihini de iyi bilmek gerektiğini söyleyen CHP Merzifon İlçe Başkanı Hasan Koparan, “CHP, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yapıp cumhuriyeti kuran partidir. Cumhuriyet ile birlikte yurttaşlarımız birey olma hakkını elde etmiştir. Getirilen Medeni Kanun ile “aile kurumu” yasal güvenceye kavuşmuştur. Dünyada ve Avrupa’da birçok ülkeden önce kadına seçme ve seçilme hakkı CHP tarafından verilmiştir. CHP 1945 yılında çok partili hayata geçerek demokrasinin temellerini atmıştır” dedi.
CHP Merzifon İlçe Başkanı Hasan Koparan yaptığı basın açıklamasının devamında; “Bir kelimeyi kullanırken anlamını bilerek kullanmak gerekir. Sayın ilçe başkanı CHP’yi faşist olarak nitelendirmektedir. Faşizm, tüm yetkilerin tek partinin ve tek kişinin elinde toplandığı düzendir. Bugünkü ülke yönetimine baktığımızda kimin faşist olduğu ya da faşizmden yana olduğu açıkça ortadadır. Bugün AKP tarafından çıkarılmakta olan Sansür Yasası insanların özgür düşüncelerini ifade etmelerini, gerçekleri söyleyip yazmalarını cezalandıracak bir uygulama olacaktır. Buna benzer uygulamalara tarihte Mussolini ve Hitler zamanında yaşanmıştır. Bu durumda kimin faşist olduğunu ya da faşizmden yana olduğunu halkımız takdir edecektir.
CHP “kadın kılık-kıyafetinin” siyasetin konusu olmak üzere siyaset yapılan alan olmaktan çıkarılmasını istemektedir. Siyasi olarak istismar edilmesini istememektedir. CHP’nin bu görüşü, yeni de değildir. 16 Mayıs 1935 tarihinde yapılan toplantıda “kadın kıyafetine karışılmaması” kararı çıkmıştır. “Kadının ne giyeceğine kendisi karar versin” diyen yine Cumhuriyet Halk Partisidir.
Bunun yanında yapılan iş ve mesleğe göre giyim gerektiren kurumlar mevcuttur. Askerin, emniyetin, hakim ve savcıların, sağlıkçıların (steril) giyilmesi gereken toplumca kabul görmüş kıyafetleri vardır. Sınavlara girişlerde de kişinin kimliğini tespit edebilecek kıyafet olması gerekliliği 20 yıllık AKP iktidarı döneminde ortaya çıkmıştır. Bu süreçte yolsuzluk yapılmayan, şaibeli olmayan sınav bulunmamaktadır.
CHP’nin teklifine Sayın Cumhurbaşkanı “Bu sorun çözüldü, ortada sorun yok, yasa yapmaya gerek yok” derken akabinde “Gelin Anayasa’ya koyalım” diyerek hem kendisi ile çelişmekte hem de takiye yapmaktadır. Amacı bu konuyu oy malzemesi yapmaktır.
AKP olarak siz önce;
20 yıldır yönettiğiniz ülkede Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar Ve Rüşvet Olduğunu İtiraf Ettiniz. Halbuki bunlarla mücadele edeceğinizi söyleyerek iktidar oldunuz. Şimdi yeniden 3Y ile mücadele diye başa sarıyorsunuz.
Liyakatli hiçbir kimseye görev vermiyorsunuz. Sadece yandaşlarınızı koruyorsunuz.
AKP döneminde kadın cinayetleri had safhaya ulaşmıştır. Hal böyle iken kadın hakları havarisi kesiliyorsunuz.
20 yılda iki sınıf yarattınız. Bir sebzenin tazesini yiyenler, iki çürüğünü yiyenler; bir ekmeğin-simidin tazesini yiyenler, iki bayatını yiyenler.
Dolar alıp başını gitmiş durumda. Araç ve konut fiyatlarına ulaşmak mümkün değil. Vatandaş kira parasını dahi ödeyememektedir. Banka promosyonlarına muhtaç bırakılmıştır.
Şeker, elektrik, yakıt, doğalgaz, gübre vb. fiyatları fahiş olduğu gibi bunları vatandaşın alması da mümkün bulunmamaktadır.
Çiftçinin, esnafın, emeklinin, çalışanın, öğrencilerin, yaşama şartları gelirleri ile ters orantılıdır. Tabiri caizse kuru soğana muhtaç edilmiştir.
Ülkemiz ve halkımız en kısada zamandaki seçimlerde AKP iktidarından kurtulacaktır. Baskıların olmadığı, yoksulluğun ve yokluğun olmadığı, kimsenin aç kalmadığı, çocukların yatağa aç girmediği, daha özgür, daha müreffeh, daha insanca bir yaşam için geliyor gelmekte olan” dedi.