AK Parti Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagil, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Artık gençleri okullar değil, sosyal medyanın terbiye ettiğini de söyleyen Amasya Milletvekili M. Levent Karahocagil, “Ülkemiz insanları ile barışık kalmış, samimi kadrolara, çalışkan bürokratlara, azimli ve işini en adil yapmaya çalışan memur ve işçi kardeşlerimize, bu milletin teslim ettiği bu gemiyi, 20 yıldır bu deryada, birlik ve beraberlik içerisinde, en sağlam, en güvenilir, en temiz limana doğru yol aldıran, Devleti garson devlet, kendini bu milletin hizmetkarı olarak niteleyen, Sayın Cumhurbaşkanımız aleyhinde, son günlerde olmadık hakaret, yalan ve iftiralarla saldıran muhalif lider ve goygoycularına mı cevap verelim, yoksa halkımıza hizmet adına gerçekleştirdiğimiz projeleri mi anlatalım, karar vermede zorlanıyoruz.
Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, artık gençlerimizi okullar değil sosyal medya terbiye ediyor.
Gençlerimiz, ahlak diye ahlaksızlığı, ilim adına hakareti, küfürü, çalışarak kazanma yerine, bir anda zengin olabilmenin yollarını arıyorlar” dedi.
Karahocagil, basın açıklamasında, “Recep Tayyip Erdoğan’ın tırnağının kiri olamayacak densizler çıkıp Cumhurbaşkanımıza iftira atarak, yalan söyleyerek hakaret ediyorlar
İslam dini ile, Müslümanlarla zerre ilgisi, alakası olmayan kişi çıkıp utanmadan, ilk emri “oku” olan dinime, “orta çağ zihniyeti” diyor, bir başka vatan haini çıkıp edepsizce dinimi çağdışı diye nitelendiriyor, mensuplarına gerici damgası vuruyor. Rahmetli üstat Necip Fazıl Kısakürek’in bunlara iki kelime ile cevabı var, o cevabın üstüne laf söylenmez.
Cahil- cühelanın gerçek alimlere “cahil” dediği vatan hainlerinin, teröristlerin, kan içici canavarların ve bunlara destek veren, tek defa dahi kınamayanların televizyonlarda, sosyal medyada barış çığırtkanlığı yaptığı,
Namussuzların, hayasızların, edepsizlerin televizyonlarda “namus dersi” verdiği,
Ateistlerin, dinsizlerin “İslam” adına televizyonlarda, sosyal medyalarda fetva verdiği,
Hizmet edene, hizmet getirene hırsız, hırsıza “hizmet eden, hizmet getiren” muamelesinin birebir yaşandığı çarpık bir çağda yaşıyoruz.
Bu çarpık çağın, çarpık zihniyetleri, 25 milyardan aldığı Merkez Bankasını, sadece IMF’ye 23,5 milyar dolar borç vardı, 2 küresel kriz, 3 yerli darbeye rağmen 130 milyar dolara çıkaran dünya liderine, ümmetin son umuduna laf söylüyorlar.
Her gününü 18 saat çalışarak geçiren, Türkiye’yi Sosyal Devlet Anlayışı ile buluşturup, milyonlarca fakirin-fukaranın, özürlü, dul ve yetimin alt gelir gurubu kimsesizlerin kimsesi olan bu lidere utanmadan laf söylüyorlar.
Engellilere kol kanat geren, annelerine maaş bağlayan, “yurtta sulh, cihanda sulh” gibi, komşularla “sıfır sorun” gibi, etliye, sütlüye karışmayan, geleneksel bir dış politika varken, tüm dünyanın emperyal güçlerini karşısına almak adına, ülkenin, milletinin çıkarını her şeyin üstünde tutan bu imanlı uzun adama laf söylüyorlar” dedi.
Karahocagil açıklamasının devamında; “2002 öncesi hükümetler, Kıbrıs konusunda, AB konusunda, ülke çıkarları adına sorun yaşanan dış olaylarla ilgili hep çözümsüzlüğü çözüm olarak sunarlarken, Cumhurbaşkanımız tam tersi her mayınlı alana, her kronik soruna çomak sokarak ülke lehine çözümler üretir ama kafası zerre çalışmayanlara laf söylerler.
Ekonomimizin yumuşak karnı ve yıllık maliyeti 70 milyar dolarları bulan “enerji” açığımıza matuf politikalar için, Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını 100 yıldır paylaşan batılı vampirlere karşı kendini parçalar,
2003’ten beri yüzlerce ülkeyi fellik-fellik dolaşır, ekonomik ve stratejik anlaşmalara imza atar.
Sivil Savunma Sanayisini, harp sanayisini millileştirip, yerlileştirir, İHA, tank, uçak, helikopter, savaş gemisi yapar, çünkü bilir ki bu batılı vampirler güçten, kuvvetten anlarlar.
Bu vampirlerin yurt içindeki uzantıları sadece itiraz etmeyi, sadece iftira etmeyi, sadece hakaret etmeyi, küfretmeyi, milleti kandırma adına, milleti aldatma adına, milletin kafasını karıştırma adına, akla hayale gelmeyen oyunlar peşinde, düzenbazlıklar peşinde koşuyorlar.
Cumhurbaşkanımızı, tüp geçitler, tüneller, köprüler, otoyollar, duble yollar, hızlı trenler, milli sanayi, milli otomobil, Marmaraylar gibi küresel projeler heyecanlandırırken, bunlara karşı çıkmayı ne ile izah edebiliriz.
Binlerce km. uzaklıktaki, Orhun kitabelerini, Kosova’daki Murat Hüdavendigar’ın mezarını, Zigetvar’daki Kanuni Sultan Süleyman’ın mezarını, Türkmenistan’daki Sultan Alparslan’ın mezarını Doğu Türkistan’daki Kaşgarlı Mahmut’un, Makedonya’daki Ali Rıza Efendinin evinin müzeye çevrilmesi, restorasyon ve yok olmaktan kurtarma gibi geçmişi sahiplenme ülküsü bu adam gibi adamı heyecanlandırırken, bu lidere laf söyleyenler utanmazlar mı, iftira atarken yüzleri kızarmaz mı? Hani o yüz ki utansın.
Sizlere bir konuşmadan paragraf okuyacağım.
“Esasen, öteden beri milletçe kalkınmamızın düşmanı kesilmediler mi?”
Şimdiye kadar memleketin muvaffakiyetlerinin birisini dahi kâale alıp bahsettiler mi?
“Türk milletinin zekâ ve gayretinin mahsulü olan bin bir eserden birisine başlarını çevirip baktılar mı?”
“Milletin olan her güzel şeyin birisine dahi benimseme faziletini gösterdiler mi?”
“Hayır. Aksine olarak; her muvaffakiyeti bir felaket, her güzel ve muhteşem eseri bir zarar göstermek için seneler ve senelerdir nasıl çırpındıklarını milletçe bilmiyor muyuz?”
Evet konuşma metni rahmetli Menderes’e ait.
Bu zihniyeti değiştiremezsiniz. Çünkü tümü aynı tezgâhın ürünü, maya aynı, kafa aynı, geçmişleri aynı, gelecekleri de aynı olacaktır.
İnşallah, milletimizin 20 yıldır Ak Parti ve liderine güveni boş çıkmayacaktır.
Tayyip sevgisi, Türkiye sevdası ile çıktığımız bu yolda, barış, dostluk ve kardeşlik içinde birlikte yaşayan, ortak bir kaderi paylaşan, sevinçleri, kederleri, kıvançları ortak olan tüm milletimizle beraber, yılmadan, yorulmadan bugüne kadar nasıl yürüdüysek, bundan sonrada aynı güven içinde, aynı değerler uğruna yolumuzu daha da genişleterek yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.