Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, yaptığı basın açıklamasında, “İlm-i siyaseti hamaset- husumetten ibaret sanan, emanet aldıkları ideolojilerine tek satır katmayıp, insanlarının güven ve emniyetine bir santimetre alan açmayıp, milletinin refah ve huzuruna tek bir proje yapmadan ve ama aksine, siyasi edebiyatını yaptıkları milletin tümüne sahip çıkması gerekirken, bir kısmını ki; kendi gibi düşüneni vatanperver sayıp, karşı düşünceleri terörist, zillet, illet ve hain ilanı acizliğine aralıksız devam ediyorlar. Üstelik kendi içinde aydınlanan, dayanamayıp bu yanlışları dile getiren yılların fikir emekçileri dahil olmak üzere.. Yani yanlışı savunma adına kıyıma da devam” dedi.
Kurt açıklamasında, “Vakaret ile hareket ve muamele etmesi gereken devlet adamı tavrı terk edilerek hukuksuz edim, hak gaspı ve kul hakkına tevessül edilenleri tercih edilerek:
Bu aziz milletin canı ve kanı ile alınan vatan toprağı peşkeş edilirken, arsa edilen kıymetler parça -parça parsa edilirken sadece susmadılar, üstüne üstlük akladılar.
Milli iradenin hakemlik yapması için meclise gönderildiklerini unutup, mevki ve makamlara tamah ettiler.
Devletin milli savunma ile ilgili yatırımları, fabrika, enerji, iletişim, hazine ve değerde eder ne varsa; ne idüğü belirsizlere, yine devletin imkanları ve paraları ile aktarılırken, şimdi İngiliz- Katarlı firmalara devredilirken sus-pustular.
Sit alanları, meralar, ormanlar, tarım alanları, limanlar ve paha biçilemez sahillere çökülürken görmezden geldiler” dedi.
Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt yaptığı basın açıklamasının devamında; “Devletin itibarı yerle bir edilirken, bürokrasisi ve mevzuatı uluslararası arenada hedef edilirken tepkisiz kaldılar.
Devlet hukuku yerle yeksan edilirken, mektuba, papaz Bronson- Alman gazeteci Deniz'lerin salınması ve bu gün kaşıkçı dava dosyası iadesine yine beklediğimiz gibi tepkisiz kaldılar.
Devlet bekası, milli güvenlik sorunu ve bunun siyasi edebiyatını yapanlar, devlet sınırlarının delik deşik edilmesine, milyonlarca sığınmacının ülkeyi işgaline seyirci kaldılar.
Bu devletin vatandaşlığını, milli pasaportunun dolar ile resmedilip üçüncü sınıf devletlerde reklam edilmesine kayıtsız kaldılar.
Kur spekülasyonlarına, dernek ve vakıfların hudutsuz zenginleşmesine, hayır kurumlarının usulsüz para aktarımına, üye kaydı karşılığı yardım dağıtımına, devlet kurumlarına liyakatsiz partili atanmasına ve devlet memuru olup parti militanlığı yapan kelli felli hükümet memurlarına göz yumdular.
Deniz feneri, Yimpaş, Zarrap, Botaş ve halk bank hükümlülerinin uluslar arası Mahkemelerce onanmış kararlarını yok sayılıp, hükümlülerinin baş tacı edilmesine alkış tuttular.
'İtibardan tasarruf olmaz' noktasından 'zaruret haramı mübah kılar' anlayışı ters işletilip, millet açlık ile sınanırken lükse, şatafata, debdebe ve alay-ı vala'ya ruhsat verip hak tanıdılar.
Halkının talepleri ötelenip, bel büken fahiş fiyat artışları ve temel maddelere yapılan zamlar dış güçlere mal edilirken, insanlarının çöpten ekmek ve pazar artıkları ile hayatlarını idame etmelerine çözüm aramak yerine sabır-sebat, hamt-şükür ve kanaat telkini ile hükümete mukabele ettiler.
Tüm ülke ekonomistlerinin ve finans uzmanlarının ikazlarına, ''bu ekonomik öngörüsüzlük memleketi batağa götürecek'' uyarılarına kulak kapatıp bu hezimeti birlikte hazırladılar.
Ama şimdi çıkıp tüm bunlar olmamış gibi, millet ittifakının dağılması için seçim kanununu değiştirenler akıllarınca 'aday' belirleme üzerinden yıpratmak, iftira ve karalama kampanyaları düzenlemek için zorluyorlar.
Yine bilindik oyunlar, PKK-HDP ile ortaksınız hayalleri, kendi ellerindeki karayı millet ittifakına çalma garabetleri vs. vs. vs.
HDP'yi kapatmak ya da bölmek mi var şimdi sırada? Hadi bakalım! Ya da ısmarlama partiler ile dans mı? Bu saldırgan tavrınızın, bu öfke nöbetinizin, bu acizliğinizin siyaset üretememe ve tükenmişlik sendromu olduğunu biliyoruz, siz de. Eriyor, tükeniyor ve bitiyorsunuz.
Sayın Erdoğan aday olamayacağı hukuken aşikar ve kendi adayınız belli değilken bu zorlama da ne? Bu oyununuza gelmeyeceğiz, 'iri-diri ve bir' biziz, dağılan ve darma duman da siz” ifadelerini kullandı.
