reklam
reklam
38,2552 %0.34
43,8333 %0.15
4.076,87 % 0,33
85.288,35 %0.91
AMASYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Amasya
Parçalı bulutlu
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi SAĞLIK SOĞUK ALERJİSİNDE ANAFLAKSİYE DİKKAT

SOĞUK ALERJİSİNDE ANAFLAKSİYE DİKKAT

Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, alerjik hastalıkların, dünya çapında giderek sıklığı artan kronik hastalıklardan biri olduğuna dikkat çekerek “alerjilere karşı kış ayında daha dikkatli olunmalı” dedi.

Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte gribal semptomlar ve alerji semptomları birbirine karışmış durumda. Özellikle gribal enfeksiyonların alerjik reaksiyonları tetiklediğini kaydeden Amasya İl Sağlık Müdürü Dr. Dursun Koç, “Kış aylarında artan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliği astım ve alerjik nezle gibi hastalığı olan çocuklar için büyük risk taşıyor. Kış aylarında tüm dünyada artan viral enfeksiyonlar, alerjik hastalıkları tetikleyerek görülme sıklığını artırıyor. Enfeksiyonlar dışında, ev içi alerjenler ve artan hava kirliliği de solunum yolu mukozasını bozarak alerjik semptomları ve astım ataklarını tetiklediği için bu mevsimde daha dikkatli olunmalı” diye konuştu

Alerjik hastalıkların, dünya çapında giderek sıklığı artan kronik hastalıklardan biri olduğunu kaydeden Dr. Dursun Koç, alerjik hastalıkların günümüzdeki artışının sadece genetik faktörler ile açıklanamadığını, gelişen dünyada endüstrileşme ile başlayan yaşam şartlarında değişme, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, kentsel yaşam oranının artması, ev dışı ve içi ortamın kirliliğinin artması, sık antibiyotik kullanımı ve sigara maruziyeti gibi çok farklı nedenlerin alerjik hastalıkları tetiklediğini söyledi.

KIŞ AYLARINDA TÜM DÜNYADA BU VİRAL ENFEKSİYONLAR ÇOK SIK GÖRÜLÜR

Dr. Koç, “Kış alerjilerinin çoğunluğu iç ortamlardadır. İnsanlar özellikle yeterli havalandırma yapılmayan iç ortamlarda daha fazla süre vakit geçirdikleri için kış alerjilerine bağlı semptomlarla karşılaşmaları daha yüksektir. Kış alerjilerinin en sık nedenleri ev tozları, ev tozu akarları, küf sporları, böcek dışkıları ve kabuklarıdır. Soğuk hava ve nem ile özellikle ev içi atmosferinde solunan havadaki artan küf, ev tozu akarı gibi alerjenler, iç ortam ısısını ve neminin artmasını çok sever ve hızla çoğalırlar. Buna bağlı olarak kişide hem cilt hem de solunum yolu alerjileri gelişebilir. Kış aylarında atmosferin hava ısısının ciddi azalması ile birlikte soğuk havaya temas sonrası ciltte halk arasında kurdeşen olarak bilinen ürtiker şeklinde cilt alerjisi gelişir. Ayrıca astım ve alerjik nezle olan hastaların; soğuk havanın solunum yolunu olumsuz etkileyip hasar oluşturması sonrası bu hastalıklara bağlı semptomları artabilir. Ayrıca kış aylarında artan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliğinin astım, alerjik nezle gibi alerjik hastalığı olan çocuklar için risk faktörü oluşturduğunu da söyleyen Koç, “Kış aylarında tüm dünyada bu viral enfeksiyonlar çok sık görülür. Hızla bulaşıcı özelliği olan bu enfeksiyonlar alerjik hastalıkların semptomlarını artırabilir. Enfeksiyonlar dışında, ev içi alerjenler, artan hava kirliliği solunum yolu mukozasını bozarak alerji semptomlarını ve astım ataklarını tetikleyebilir” diye konuştu.

SOĞUK ALERJİSİNDE ANAFLAKSİYE DİKKAT

Kışın sıklıkla görülen soğuk alerjisinin nadir de olsa anafilaksiye yol açarak yaşamı tehdit edebileceğini söyleyen  Dr. Koç, “Daha önce yaşanmış anafilaksi öyküsü olan hastalarda epinefrin hazır enjektör bulundurulması ve bu enjektörün doğru kullanımının çok iyi bilinmesi gereklidir. Bununla birlikte nadir de olsa anafilaksi gibi hayatı tehdit eden olayları en aza indirmenin yolu soğuk alerjisi olan bireylerin soğuktan ve soğuk sudan uzak durmasıdır. Soğuk alerjisi olan bireylerin kış aylarında kalın giyinmesi ve soğuğa maruz kalınan süreyi azaltması gerekmektedir” dedi.

BİRBİRİNE ÇOK BENZERDİR VE AYIRT ETMEK ZORDUR

Soğuk alerjileri kışın sık görülen gribal enfeksiyonlarla benzer semptomlar da gösterebiliyor. Peki nasıl ayırt edileceğiz? O konuda da Dr. Koç şunları söylüyor, “Kış alerjileri semptomları ve soğuk algınlığı semptomları birbirine çok benzerdir ve ayırt etmek zordur. Alerji herhangi bir yaşta gelişebileceği gibi yıllarca semptom olmaksızın aynı evde aynı maddelerle alerji olmadan yaşamak söz konusu olabilir. Daha önce hiç alerjisi olmayan bir bireyin tüm semptomlarını mutlak soğuk algınlığına bağlamak yanlıştır. Bireyde yeni gelişmiş olabilecek alerjiler asla unutulmamalıdır. Bu iki klinik durumu ayırt ederken; semptomların birkaç haftadan uzun sürmesi daha çok alerji lehine bir durumdur, aniden ortaya çıkan semptomlar daha önceden alerjisi olmayan bireylerde sıklıkla soğuk algınlığı ile ilgilidir. Ayrıca soğuk algınlığında ateş eşlik edebilirken, alerjik hastalıklarda ateş olmaz. Soğuk algınlığında olan ağrı ve vücut kırgınlığı, alerjik hastalıklarda tipik olarak görülmez. Soğuk algınlığı olan hastalarda boğaz ağrısı daha sık eşlik ederken alerjik hastalıklarda daha nadir görülmektedir.”

Kış aylarında görülme sıklığı artan grip, nezle, farenjit gibi viral solunum yolu enfeksiyonlarının özellikle astım hastalarını olumsuz etkileyip astım kontrolünü bozabileceğini de söyleyen Koç şöyle devam etti: “Bu nedenle astım ve alerjik nezle hastalarında kışın olumsuz etkilenmeyi azaltmak amaçlı uygun mevsimde grip aşısı yapılması faydalı olacaktır. Bu aşının yapılmasının en azından influenza virüslerine bağlı gelişen astım ataklarını önleyebileceği bilinmektedir.”

HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI

Dr.Koç kimlerin risk altında olduğu ve nasıl önlem alınması gerekir konusunda şu ifadelere yer verdi; “Kış aylarında özellikle daha önceden bilinen astım, alerjik nezle, egzama, kronik ürtiker (kurdeşen) gibi hastalıkları olan bireyler,

Yaşadığı dış ortam ısısı olağan kış ayları ortalama hava sıcaklığının çok daha altında olan ve iç ortam neminin çok fazla arttığı bölgelerde yaşayan bireyler,

Yaşanılan bölgede artmış endüstriyel alt yapıya bağlı oluşabilecek hava kirliliğinin artışı ve bu bölgelerde yaşayanlar,

Kış aylarında nemin artması sonrası artan ev tozu akarları, her çeşit kumaş türünde yaşayabilmektedir. Sıklıkla yün yastık, yorgan ve yatakta, kadife perdeler gibi alanlarda yüksek oranda bulunurlar. Bu kumaşları kullananlar da risk altında.

Kullanılan yatak, yastık ve yorgan yün/kuştüyü olmamalı ve mümkünse akar geçirmeyen tıbbi özel kılıflarla kaplanmalı. Mümkünse halılar kaldırılmalı, değilse büyük bir halı yerine küçük ince bir kilim kullanılmalı. Kalın perdeler yerine stor veya tül perde tercih edilmeli.

Yaşanılan odada mümkün oldukça az eşya bulundurup kitap ve oyuncak gibi eşyalar kapalı dolaplarda saklanmalı.

Akarların çok yoğun olarak yaşayabileceği tüylü ve peluşlu oyuncaklar uzaklaştırılmalı.

Her hafta en az bir defa HEPA filtreli veya yüksek vakumlu elektrik süpürgesi ile tüm oda temizlenmeli.

Alerjik hastalığı olan bireyler, kış aylarında diğer mevsimlere oranla daha fazla artan hava kirliliği olan ortamlardan uzak durmalı, kalabalık ve havalandırması olmayan kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamalı.

Sigara maruziyetinden uzak durulmalı

Soğuk havanın solunum yollarını etkilememesi için ağız, burun ve göz gibi organlar iyi korunmalı

Soğuk alerjisi olan bireylerin kış aylarında kalın giyinmesi ve soğuğa maruz kalınan süreyi azaltması gerekir.

Alerjik hastalar, hava kirliğinin yoğun olduğu ortamlardan uzak durmalı, kreş/okul gibi genel ortamlarda hijyen kurallarına dikkat etmeli ve sık sık eller yıkanmalıdır”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *