Yılmaz Mühendislik firmasının bugünlere gelmesinde en büyük pay sahibi olan ve ilk temel taşını 1896 yılında atan Cafer Yılmaz gazetemize açıklamalarda bulundu.
1960 Gümüşhacıköy ilçesi Beden köyü doğumlu olduğunu söyleyen Cafer Yılmaz, ilkokulu köyünde ortaokul ve liseyi de Merzifon’da okudu. Öğretmenlerin yönlendirmesiyle Endüstri Meslek Lisesi’nde elektrik bölümünü seçtiğini de söyleyen Cafer Yılmaz, 1979 yılında mezun oldu.
1980 darbesiyle birlikte ülkedeki ekonomik ve siyasi dalgalanmaların hayatlarının kaos noktası yarattığını söyleyen Cafer Yılmaz, “Bu dönem özellikle üniversite hayatımızı etkiledi. Üniversiteyi bitirmeden kesinlikle asker olmayacaktım ama yapamadım. Üniversiteyi tamamlayıp diplomamı alamamam içimde bir uhde oldu” dedi.
Bugünki Yılmaz Mühendisliğin temelinin atıldığı yılları da anlatan Cafer Yılmaz, “1986 yılında Gümüşhacıköy’de bir işyeri açtım. İki yıl kadar sektörde bocalamalarım oldu. Bununda sebebi esnaf bilgimin ve parayı düzgün kullanamama bilgimin olmamasından kaynaklandı. O dönem iflasın eşiğine geldim ve mesleği bırakmayı düşündüğüm noktada Merzifonlu bir ağabeyimin tavsiyeleri benim dönüm noktam oldu. O günden bugüne halen bu mesleği icra ediyorum” dedi.
Mesleğinden memnun olduğunu ve severek yaptığını da söyleyen Cafer Yılmaz, “Lise yıllarında öğretmenlerimin ileride ne olacaksınız sorusuna bile cevabım kendi yerimi açmak oluyordu. Ben bu cevabı verince sınıf arkadaşlarım bana gülerdi. Şuan Allah’a şükür istediğim noktanın üzerine geldim. Bunu da beni destekleyen müşterilerime borçluyum. Mesleğimi yaparken de çok fazla kar etmeyi düşünmedim. Ben böyle düşünce içerisinde olan arkadaşlarıma da yanlış olduğunu her zaman söylüyorum. Aldıkları bir malı kar etmek için ederinden fazla bir fiyatta satmamaları gerektiğin konusunda tenkitlerde bulunuyorum. Çünkü bir iki satış yaptıktan sonra bir daha satışları olmayacak. Normal fiyatında müşteriyi üzmeden satışlarını yapmaları gerekiyor ki işlerinin devamlılığı olsun. Ben kimseyi asla bilerek veya kasıtlı olarak yanılmadığım müddetçe kandırmayı düşünmedim. 45 yıldır meslek hayatının içerisindeyim ve 35 yıldır esnaflık yapıyorum bu yılların hesabını da müşterime vermeye her zaman hazırım. Doğru ve dürüst yaptığım her işin ve sattığım malzememin arkasındayım. Mesleğim de iyi yerlere geldiğimi düşünüyorum” dedi.
Meslek hayatı boyunca yanında yetişen yüze yakın elemanın olduğunu da söyleyen Cafer Yılmaz, “35 yıllık esnaflık dönemimde çırak olarak gelen, staj için öğrencilerim çok oldu. Şimdiye kadar yanımda yetişen yüze yakın elemanım oldu. Yaklaşık yirmi tanesi de Türkiye’nin çeşitli yerlerine kendi iş yerlerini açtılar. Şunu da söylemem lazım geçmiş zamanlarda çıraklara aksi davranan ustalara çok kızardım. Benim ile çalışan hiçbir elemanıma bugüne kadar ne bir şiddet uyguladım ne de onları rencide edecek hakaretlerde bulundum. Bu gibi durumları da yanlış bulduğumu belirtmek istiyorum” dedi.
Kendi hayalini oğlunun gerçekleştirdiğini de söyleyen Cafer Yılmaz, “Hedefleyip de yapamadığım şeylerin arasında biri üniversite diploması alamayışımdı. Onu da sağ olsun oğlum aldı. İkincisi yerimi daha büyütmek, fabrikasyon şeklinde devam etmek isterdim. Bir de gerçekten devletin destekleri yeterli değil. Bunu birilerini ayırt etmek için söylemiyorum hepsi birbirinden mutlaka farkları var ama fazla değil. Mesela krediler olması gerekenin çok fazla üzerinde oluyor. İşletmeler zaten krediler ile ayakta duruyor. Ben de krediyi çok kullandım. Bu konularda desteklerin yeterli olmadığını düşünüyorum. Sonuçta bu ülke hepimizin ülkesi. Hepimiz rahat ve mutluluk içerisinde yaşamamız gerekiyor. İyiyi ve güzeli aramaya çalışıyoruz” dedi.
Cafer Yılmaz, söyleşinin sonunda esnaflara da dost tavsiyesinde bulunarak, “Ben işyerimi açtığım ilk günden bugüne kadar sabah 8’de işyerimi açıp akşam 8’de kapatıyorum. Her gün aynı sistemle çalışıyorum. Yaşım geçti, emekli oldum, artık çocuklar var diye hala düşünmüyorum. Sabah 8’de benim işyerimde olacağımı müşterilerimiz çok iyi bilir. Esnaf arkadaşlarımıza da buradan tavsiyede bulunmak istiyorum. Bakıyoruz bir çok işyeri saat 9 ve sonrasında açılıyor. Akşam 6’dan sonra kapanan işyerlerini görüyorum. İşimize sahip çıkalım, işyerimizi erken açalım, olması gereken saatte de kapatalım. Birçok kişi mesai saati sonrasında müsait olabiliyor ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Ama işyerini erkenden kapatırsan bu vatandaşın da ihtiyacına cevap verememiş olursunuz” dedi.
