reklam
reklam
38,0898 %0.11
43,0254 %-0.6
3.951,58 % 0,64
84.381,47 %-0.562
AMASYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Amasya
Hafif yağmur
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM ÖZGÜR-DER: AMASYA HALKINI DEĞERLERİNE VE TARİHİ MİRASINA SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ

ÖZGÜR-DER: AMASYA HALKINI DEĞERLERİNE VE TARİHİ MİRASINA SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Amasya Özgür-Der Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, “Kur’an Okunması İçin Vakfedilmiş Taş Han’da İçki ve Eğlence Organizasyonu Zulümdür!” denildi.

Amasya Taş Han’da ülkenin önde gelen sanatçıların da katılacağı organizasyonla ilgili tepkilerini dile getiren Amasya Özgür-Der Temsilciliği, “İnfak ve hayır bilincinin İslam medeniyet tarihindeki en somut karşılığı vakıf eserleridir. Kimi hayırseverlerin evlerini ya da işyerlerini sırf Allah rızası için bağışlamasıyla, bazen de cami, okul, kütüphane, hastane, aşevi, han, çeşme, köprü gibi yeni yapılar inşa edip bunları insanların faydasına adamasıyla ortaya çıkan vakıf eserleri, hayra süreklilik kazandıran kurumlar olarak yüz yıllardır kulluk bilincimizin somut tezahürleri olarak hakka şahitlik etmektedirler..

Bu yüzden vakıf eserlerine saygısızlık, bizatihi hakka saygısızlık, Allah’a isyandır. Maalesef Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı kültürüne ve İslami eserlere karşı yürütülen sistematik imha ve dönüştürme politikalarının bir yansıması olarak, kimi vakıf eserlerinin amaçları dışında kullanıldığı, hatta bir çok camii ve dergahın meyhaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir.

Buna karşın son yıllarda pek çok vakıf eserinin restore edilerek canlandırılması ise sevindirici bir gelişme olarak müşahede edilmektedir. Ancak vakıf eserlerine saygı, onların sadece restore edilip harap olmaktan korunmasıyla sınırlı değildir. En az bunun kadar önemli bir diğer husus da o vakfın vakfediliş amacına uygun kullanımıdır. Zira vakfediliş amacının dışında kullanılan her eser, o hayır sahibinin aziz hatırasına yapılmış büyük bir vefasızlık, hatta o hayır sahibine yapılmış zulümdür” belirtildi.

Özgür-Der Amasya Temsilciliği’nden konuya ilişkin yapılan açıklamanın devamında; “Ne acıdır ki Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yapılan imha ve tahribat tutumunun sona erdirildiğine yönelik sevincimiz yetkililerin umursamaz bir tutumla sergiledikleri kimi uygulamalar nedeniyle hüzne dönüşmektedir. Bu bağlamda kimi vakıf eserlerinin amaçları dışında kullanıldıkları açıkça gözlenmektedir.

Bu umursamazlığın kurbanlarından biri de  tarihî yapılarıyla öne çıkan Şehzadeler şehri Amasya’mızda bulunan ve Taş Han olarak bilinen vakıf eseridir. Altmış iki oda ve yirmi dokuz dükkandan müteşekkil eserin 1.699 tarihli vakıf senedinde Mehmet Paşa tarafından vakfedildiği anlaşılmaktadır.

Bu eseri vakfeden Mehmet Paşa, “Hayır namına her ne infak ederseniz Allah katında daha hayırlısını bulursunuz.” ayeti doğrultusunda böyle bir vakıf yapmaya karar vermiştir. Vakfiyede bu yapının yönetim sorumluluğunu üstlenenlerden burayı helal kazanç temin edecek şekilde ciddiyetle yönetmeleri ve Allah korkusuyla hareket edip vakfı asla zaafa uğratmamaları talep edilmektedir.

Buradan elde edilecek gelir ile öncelikle hanın etrafındaki su kaynaklarının onarılması, daha sonra şehirdeki diğer su kaynaklarının tamir edilmesi ve artan gelir ile Gök Medrese’de bulunan bir hocanın maaşı ile vakfiye görevlilerinin ücretlerinin ödenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Yine vakıf senedinde buranın artan gelirlerinden bir kısmının Medine-i Münevverede oturan fakir ve muhtaçlara gönderilmesi istenmektedir. İlaveten vakıf sahibinin evlatlarından birisi tarafından Han’ın içine bir mescit yaptırıldığı, burada sürekli Kur’an okumak üzere on kişinin görevlendirildiği, bu kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması için de başka dükkanların gelirlerinin buraya vakfedildiği belirtilmektedir.

Hâl böyle olmasına rağmen bugün “Taşhan Otel” olarak bilinen bu yapı amacı dışında kullanılmakta ve otel ve restoran olarak işletilmektedir. Vakfiyesine uygun bir şekilde otelin içinde mescit bulunup bulunmadığı ve sürekli Kur’an okunup okunmadığına dair bir bilgi yoktur. Ne acıdır ki Allah’ın doksan dokuz ismini sembolize eden “vav” harfleriyle dekore edilmiş odalarda Allah’a isyan edercesine müşterilere içki servis edilmekte ve çeşitli müzik organizasyonları düzenlenmektedir. Üstelik bu yapılanlar otelin internet sitesinde hiç çekinilmeden ifşa edilmekte, “mini bara sahip odaları ve alkollü içecek seçenekleriyle misafirlere hizmet vermekten memnuniyet duyulacağı” ifade edilmektedir.

Oysa söz konusu eserin vakfiyesinde buranın gökler ve yer durdukça kıyamete kadar belirtilen şartlarla vakfedilmiş olduğu; sultan, vezir veya yönetici hiçbir kimseye bu şartları değiştirmesinin, orayı başka bir amaçla kullanmasının helal olmayacağı; Allah’ın kendisini sürekli gözetlediğini bilen tevhid ehli bir şahsın zaten böyle bir şeye girişemeyeceği ifade edilmekte ve bütün bunlara rağmen Cenab-ı Hakkın Kitabına ve Resulünün Sünnetine aykırı davrananların ve haramları helal kabul edenlerin ise Allah’ın gazabına uğrayacağı açıkça belirtilmektedir.

Bütün bunlar göz önüne alındığında böyle bir yapıyı vakfediliş amacına ve şartlarına aykırı bir şekilde sazlı sözlü ve içkili bir mekana dönüştürenler ve böyle bir şeye izin verenler, büyük bir vebal altındadırlar. Burada çok açık bir sorumsuzluk ve vurdumduymazlık söz konusudur. Türkiye'deki pek çok dini ve etnik gruba ait kilise ve okul gibi vakıf eserlerinin kendilerine iade edildiği ve amaçları doğrultusunda kullanılmasına izin verildiği bir dönemde

İslâmî hassasiyetleri rencide eden bu gibi uygulamalara bir an önce son verilmesini istiyoruz.

Amasya halkını değerlerine ve tarihi mirasına sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Başta Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Amasya Valiliği olmak üzere vakıf eserlerini korumakla ve ihya etmekle sorumlu olan tüm kurumları göreve davet ediyor ve bu olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” ifadelerine yer verildi.

 

 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *