reklam
reklam
38,0765 %0.4
43,1822 %1.26
3.960,22 % 2,29
83.862,00 %5.358
AMASYA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Amasya
Yağmur ve kar
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM ‘HERKESİ SORUMLULUK ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ’

‘HERKESİ SORUMLULUK ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ’

Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Mustafa Ölgün yaptığı basın açıklamasında, tam zamanlı yüz yüze eğitim için herkesi sorumluluk almaya çağırdıklarını söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda 6 Eylül’de tam zamanlı yüz yüze eğitime başlanacağının açıklandığını belirten Eğitim-Sen Amasya Şube Başkanı Mustafa Ölgün, “Sendikamızın tüm uyarılarına ve çağrılarına rağmen yaz ayları boyunca ciddi bir hazırlık yapılmadığını ancak alınan tedbirlerin neler olduğu açıklanmamıştır.

Tüm eğitim bileşenleri adına üzülerek tespit etmekteyiz.

Eğitim bileşenleri yaz aylarında okullarında böyle bir çalışma olmadığını gözlemlemiştir.

MEB bugüne kadar seyreltilmiş sınıf uygulamasına ilişkin olarak nasıl bir hazırlık içinde olduğunu, kaç yeni derslik yaptığını ısrarla açıklamaktadır.

Sınıfların havalandırılması için kış aylarını da dikkate alan bir pencere sistemini tüm sınıflarda hayata geçirip geçirmediğine dair bir açıklama da söz konusu değildir.

Okullarımızın büyük bir çoğunluğunu oluşturan kalabalık okullarda, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerinde gerekli genişletmenin, lavabo sayılarının arttırılıp, arttırılmadığının bilgisi henüz mevcut değildir. Öğretmen odalarının en azından ikiye çıkarılması yönünde bir hazırlık da yoktur.” dedi

Başkan Ölgün sözlerinin devamında; “Maske, sabun ve diğer hijyen malzemeleri konusunda okullarımızda ne düzeyde bir hazırlık yapıldığı, ve bu malzemelerin temininin birçok konuda olduğu gibi yine velilerimizin sırtına mı yükleneceği konularına değinerek muğlak durumda olduğunu dile getirdi.

Okullarımızda sağlıklı bir ortamın düzenli bir şekilde oluşturulması için yardımcı personel olarak çalışan arkadaşlarımızın görevlendirmeleri hangi aşamadadır bilinmemektedir. Yıllardır kadrolu yardımcı personel alımı yapılmamakta ve ihtiyaçlar İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelerle geçiştirilmektedir.

Birçok okulumuzda velilerimiz ekonomik yük altına girmek zorunda kalmakta

Seyreltilmiş sınıf uygulaması tam anlamıyla hayata geçirildiğinde zaten var olan öğretmen ihtiyacı ciddi düzeyde artacaktır.

Zaman zaman temaslı veya hasta olabilecek öğretmenlerimizi de düşündüğümüzde öğretmen ihtiyacının giderilmesi için, bir an önce ve en az yüz bin öğretmen atamasının yapılması oldukça önemlidir.

Ancak bu konuda da MEB ve iktidar kulaklarını tıkamakta, her-hangi bir çalışma yürütmemektedir.

Alınması gereken tedbirleri bu boyutuyla sıraladığımızda önemli bir bütçeye ihtiyaç olduğu anlaşılmaktadır.

Mevcut durumda aşı yaşı 15’e çekilmiştir. Bu durum lise birinci sınıf öğrencilerinin aşısız bir şekilde okullarda olmasına neden olacaktır. Lise öğrencilerinin bulaş riski yüksek olan yaş grubu içinde olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinde aşı yaşının 12 yaşına çekildiğini dikkate alarak, sendikamız ülkemizde de bu yaş sınırına çekilmesi yönünde bir çağrı yapmış, fakat bu çağrı henüz karşılık bulmamıştır.

Tam da bu sebeple ne AKP-MHP iktidarı ne de MEB ek bir bütçe konusunda ağızlarını dahi açmamaktadır.

Eğitim alanında seferberlik düzeyinde bir çalışma için bir an önce kapsamlı bir ek bütçenin hazırlanıp hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Yaz ayları boyunca sınırlı düzeyde yapılan “telafi de ben de varım” etkinlikleri gerçekte bir tela-fi eğitimi niteliği taşımamaktadır “ifadelerini kullandı.

Ölgün yaptığı basın açıklamasının devamında; “Aşırı yükten kurtarılmış müfredatlarla iki yılı kapsayan zorunlu bir telafi eğitiminin mevcut yürüyen eğitimle iç içe yürütülmesi gerektiği yönündeki çağrılarımız hayat bulmamış, MEB bu konuda da bir çalışma yürütmemiştir.

Müfredatlar yeniden gözden geçirilmeli ve uzaktan eğitim süre-cinde yaşanan bilişsel, fiziksel ve duygusal kayıpların giderilmesini içeren bir telafi eğitimini de kapsayacak tarzda yeniden düzenlenmelidir.

Yüz Yüze Eğitime Başlanabilmesi İçin Eğitim Bileşenleri Bilimi Rehber Edinmeli ve Sorumlulukla Hareket Etmelidir!

Bugüne kadar, acil uzaktan öğretim kapsamında evleri ofise dönen, çalışma saatleri esnekleşen, iş yükü artan eğitim ve bilim emekçilerinin yanı sıra, kendisi çalışırken çocuğunun evdeki bakımı için çözüm bulmak zorunda bırakılan veliler ve eğitim haklarını etkili şekilde kullanamayan öğrenciler, salgın dönemini derinleşen hak kayıplarıyla geçirmiştir.

Bu kapsamda MEB’in eğitim emekçilerinin sağlıklı bir ortamda çalışma hakkını ve öğrencilerin de sağlıklı bir ortamda eğitim hakkını kullanabilmeleri için gerekli tüm tedbirleri alması zorunludur.

Özellikle son günlerde aşı olmaktan kaçınan eğitim emekçileri için haftada iki defa PCR testinin zorunlu tutulması konusu, kimi çekinceleri ve kaygıları beraberinde getirmiştir.

Belirtmek isteriz ki sendikamız, salgın sürecinin başından beri bilim insanlarının ve Türk Tabipleri Birliği’nin salgın yönetimine ve alınması gereken tedbirlere ilişkin raporlarını, çözüm önerilerini ve uyarılarını kendisine referans almaktadır.

Ancak dikkat çekmek istediğimiz bir nokta bulunmaktadır. Siyasi iktidarın ve özellikle de Sağlık Bakanlığı’nın bilimsel verilere dayanmayan, birbiriyle çelişen açıklamaları ve uygulamaları ile salgın yönetiminin şeffaf yürütülmemesi gibi sorunlar ne yazık ki eğitim emekçileri nezdinde de aşı ve yan etkilerine dair çeşitli kaygılara sebep olmaktadır.

Yüz yüze eğitim için tüm eğitim bileşenlerinin aşı olması, toplumsal bir sorumluluktur.

Biliyoruz ki insan hakları, temel hak ve özgürlükler aynı zamanda karşılıklı sorumluluklarımızı da içermektedir.

Salgın gibi toplum sağlığını tehdit eden bir konuda karşılıklı olarak birbirimizin sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını, çalışma hakkını ve eğitim hakkını savunmamız gerekmektedir. Sağlıklı ve güvenli bir şekilde tam zamanlı yüz yüze eğitim için tüm eğitim bileşenlerinin aşı olması, toplumsal bir sorumluluktur.

Bu konuda tepeden inme kararlar yerine kaygıları giderici, bilimi rehber edinen ve konunun özneleriyle birlikte oluşturulacak politikaların oldukça önemli olduğunu belirtmek isteriz.

Özellikle aşı olmaktan kaçınan eğitim emekçilerinin haftada iki gün virüsün yoğun olarak yer aldığı hastanelere gitmek zorunda bırakılmamalı, salgın sürecinden ders çıkarılarak işyeri hekimliği uygulamasına gidilmesi, bu sağlanana kadar bölge bölge oluşturulacak gezici sağlık ekipleriyle testlerin iş yerlerimizde yapılması önem arz etmektedir.

Her eğitim ve bilim emekçisi, eğitimin yüz yüze olması gerektiğini belirten Başkan Ölgün; MEB’de artık salgın yönetiminin “ben yaptım, oldu” mantığıyla yürütülemeyeceğini görmelidir. Bilmekte, acil uzaktan öğretimle daha fazla eğitim sürdürülemeyeceğini görmektedir.

Okullarımızı amasız, fakatsız açabilmek ve açık tutabilmek halkımız açısından ivedi bir ihtiyaçtır.

Okullarımızın kapalı olmasının toplumsal zararları düşünüldüğünde MEB’in ve iktidarın duyarsızlığı kabul edilemez” ifadelerine yer verdi.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *