reklam
reklam
38,2552 %0.34
43,8333 %0.15
4.076,87 % 0,33
84.514,69 %-0.533
AMASYA
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Amasya
Parçalı az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi SİYASET “Kimse kimsenin inancını yok sayamaz, değiştiremez”

“Kimse kimsenin inancını yok sayamaz, değiştiremez”

Haberleri

Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “'' sizin STK dediğinize biz cemaat- tarikat diyoruz'' sözlerine tepki göstererek Sayın Bakanın bu sözlerle, adeta devlete milletinin meclisinde meydan okumuş olmasıdır diye düşünüyorum” dedi.

Konu üzerinden ekranlarda yer alan “Kızıl Goncalar” adlı diziye de atıfta bulunarak yaptığı açıklamasında; “Foks Tv kanalında pazartesi günleri, daha ikinci bölümü yayınlanan ancak oldukça ses getiren bir dizi: “Kızıl Goncalar.” Çok ses getirmesinin sebebi herkesin malumu olduğu üzere hali hazırda MEB'lığının STK' lar ile yaptıkları protokolleri, sanki cemaat- tarikatlar da STK imiş gibi protokoller dahil edilmesi ve sayın bakanın '' sizin STK dediğinize biz cemaat- tarikat diyoruz'' diyerek adeta devlete milletinin meclisinde meydan okumuş olmasıdır diye düşünüyorum. Tam da bu konu üzerine, cemaat-tarikat yapılanmalarının okul, hastane, ticaret, sosyal kast manzaraları, çocuk gelin, istismar, psikolojik sıkıntılar, kadına şiddet, ensest suçlar, sapkın ilişki ve daha bir çok tezgah ve tuzaktan bahseden bir dizi çıkması tevafuk oldu. Türk- müslüman toplumunda ilim-bilim çatışması imiş gibi gösterilen bir çok problemin, aslında birlikte üstesinden geline bilineceğinin, hayat tercihi, hür irade, hak- hukuk olması gereken bir durumun nasıl zulüm haline getirildiğinin yansız, her iki marjinal uç ile ilgili muazzam önerme ve denklemlerin nasıl rahatlıkla aşıla bileceğinin göz önüne sermesi açısından çok kıymetli buldum. Bir inanç sömürü düzeninin topluma ve devlete nasıl sirayet etiğini, nasıl bela edildiğini, bu kutuplar arasında bir hesaplaşma, bir helalleşme ile demokratik, laik, hukuk devlet kontrolünün yeniden ve ivedi tesisinin ne kadar elzem olduğunun aşikarı olmuştur.

“Kimse kimsenin inancını yok sayamaz, değiştiremez, kendi inanç ve itikatlarını dayatamaz” noktasına yine yeniden gelmemiz gerektiği açısından, eğitimin örgün ve kontrol altında, dini eğitimin bile hedef alındığı cemaat- tarikat bağlantılarının derhal bitirilmesi, önceki tecrübelerin gözden geçirilmesine de bu dizi vesile olarak kabul edilmelidir. Elbette bunu farklı yorumlayacak, değerlerin hedef alındığı, islamafobi gibi yaklaşım gösterecekler de olacaktır. Ancak, konuşmalıyız, eleştirmeli ve yeni başlangıçlar için istişare edecek ortamlar sağlamalıyız, ret en kolay olanıdır.” İfadelerine yer verdi.

KAYNAK: Meryem Altunay
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *