Cumhuriyet Halk Partisi Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde devam eden bütçe görüşmelerinde partisi adına bir konuşma yaptı.
Konuşmaya şehitlerimizi anarak başlayan CHP Amasya Milletvekili Reşat Kargöz, “Kuzey Irak'ta hain terör örgütünün saldırısı sonucu aldığımız acı haberin ardından bugün bir kez daha kahrolduk. Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde PKK'lı teröristlerle çıkan çatışma sonucunda şehit olan kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet; ailelerine, Türk milletine başsağlığı; yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum” dedi.
Milletvekili Karagöz, konuşmasının devamında; “2023 yılının son Genel Kurul oturumlarından birindeyiz ve sizlere AK PARTİ'nin "Hedef 2023" diyerek çıktığı bu yolda Türkiye'yi nasıl uçuruma yuvarladığını ve bunun faturasını halkımıza nasıl yüklediğini anlatacağım. Üstelik bunu AK PARTİ'lilerin yaptığı gibi, taş devriyle günümüzü kıyaslayarak yapmayacağım. Saptırılmış bilgiler üzerinden vatandaşlarımızın aklıyla da alay etmeyeceğim. Sadece on iki sene önce verdikleri sözler üzerinden ülkemizin uçuruma sürüklenişini çarpıcı birkaç örnekle gözler önüne sermeye çalışacağım.
"Hedef 2023" vizyonu çerçevesinde 2011 yılında "Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisine sahip olan ülkemiz, 2023 yılında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içerisinde yer alacak." dediniz. 2023 geride kalıyor, bir adım ileri gidemediğimiz gibi ilk 20'nin dışında kalma noktasındayız. 2011 senesinde enflasyon yüzde 10 bandındayken "2023 yılında tek haneye inecek." dediniz, yıllık enflasyon TÜİK'in tüm makyajlama çabasına rağmen yüzde 62 seviyesinde, üstelik halkın enflasyonu da yüzde 100'ün üzerinde. 2023 yılında işsizlik yüzde 5'in altına inecekti, 2023 yılı resmî verilerine göre işsizlik maalesef yüzde 9,6. 2023 yılı ihracat hedefimiz 500 milyar dolardı, hedefin yarısına bile ulaşamadınız ve 240 milyar dolarda kaldınız. Yani siz 2011 yılında verdiğiniz sözlerin neredeyse hiçbirini tutamadınız. Şimdi, günlerdir asgari ücret toplantıları yapılıyor, asgari ücretle ilgili dikkat çekici bir veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakın, bunlar, Ocak 2005'ten bu yana geçirmiş olduğumuz 228 ayın sadece dokuz ayında asgari ücreti açlık sınırının üzerinde tutabildiler. Yani AK PARTİ 2011'de 10.444 dolar olan kişi başına düşen millî gelirin 2023 yılında 25 bin dolar seviyesine yükseleceğini vadetti. Bırakın bu seviyeye gelmesini, 2011'in de gerisinde kaldık. Kişi başına düşen millî gelir 9.961 dolar seviyesinde kaldı. Hâl böyle olunca asgari ücret yine açlık sınırının altında kaldı. Böylelikle asgari ücretliyi de kuru soğana muhtaç etmiş oldunuz. Esnafların ödemesi gereken prim gün sayısını "9000 günden 7200 güne çekeceğiz." dediniz, sözünüzü tutmadınız. "Mülakatı kaldıracağız, artık, herkes aldığı puanla, torpil olmaksızın işlerine başlayacak." dediniz, maalesef yine sözünüzü tutmadınız. "100 bin öğretmen ataması yapacağız." dediniz, sözünüzü tutmadınız. Tutamadığınız sözler yüzünden esnafımız emekli olamıyor, torpilli olmayan gençler işlerine kavuşamıyor, atanamayan yüz binlerce öğretmen öğrencileriyle buluşamıyor. Ülkemizin ekonomik tablosu özetle böyle. Şimdi size soruyoruz: Bu bütçe halkın mı bütçesi yoksa sarayın mı bütçesi?” dedi.
Amasya’daki ekonomik durum hakkında da bilgiler veren CHP Amasya Milletvekili Reşat Karagöz, “Ülkemiz bu hâlde olunca seçim bölgem Amasya'nın durumu da farklı olmuyor elbette. Örneğin, AK PARTİ, Amasyalı vatandaşlarımıza hasta olmayı neredeyse yasaklamış durumda. Demek istediğim şu: Merzifon ilçemizde görevli kalp doktoru olmadığı için Merzifonlu’ya kalp krizi geçirmek yasak. Diğer ilçelerimizde de durum çok farklı değil. Amasya Devlet Hastanesinin yetersizliği nedeniyle kolonoskopi çektirmek yasak ancak dört ay sonrasına sıra alınabiliyor. Katarakt ameliyatı için sıra altı aydan başlıyor. Amasya'da 350 bin kişiye 1 onkoloji doktoru düşüyor, hâliyle kanser olmak da yasak. Maalesef, kanser hastalarımız tedavi olabilmek için il il gezmek zorunda kalıyor. Amasyalı vatandaşlarımız diğer temel hizmetlerden de mahrum bırakılmaktadır. Örneğin, Amasya'nın bazı köylerine yol yapmak belli ki yasak; yollara ağaç diksen tutacak derinlikte çukurlar mevcut, köye gitmek de köyden çıkabilmek de özel bir maharet istiyor.
Amasya da belli bir kesim, maalesef, mevcut Hükûmete vermediği oylar nedeniyle cezalandırılıyor. Amasya'yla özdeşleşmiş olan elma, kiraz, bamya, hububat, soğan ve pancar üreticileri bin bir zorluğa göğüs gererek üretim yapmaya çalışıyor. Oysaki kadim şehrimiz geçmişiyle insanlık tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, şehzadeler yetiştirmiş, Millî Mücadele'de Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yanında tereddütsüz yer almış, ismini taşıyan tamimle Kurtuluş Savaşı tarihinde seçkin bir yer edinmiş Amasya'mız özel bir ayrıcalığı çok uzun zamandır hak etmektedir. Âdeta bir açık hava müzesi niteliğine de sahip olan Amasya'nın Turizm Bakanlığı bütçesinden aldığı payın artırılması gerekmektedir ancak nasıl ki 2024 bütçesinde öğrenciye, işçiye, memura, emekliye, çiftçiye, emekçiye ve üretene payı yok, Amasya'ya da yok. Üzülerek söylüyorum, 2024 yılında Türkiye'yi de Amasya'yı da çok daha ağır bir ekonomik tablo bekliyor.
Bu duygu ve düşüncelerle, bu bütçenin halkın bütçesi olmadığını; faizcinin, yandaşın, haramzadelerin bütçesi olduğunu, ekonomik sıkıntılarla boğuşan halkını unutmuş sarayın bir bütçesi olduğunu söylüyor ve bu bütçeye tekrar "Hayır." Diyorum” ifadelerini kullandı.