Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddet Konulu kanun hakkında yaptığı basın açıklamasında, “Şiddete uğrayan ve ya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların , çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen bir kanuna anası, teyzesi, halası, eşi, kızı, bacısı, baldızı olan bir erkek ya da kadın nasıl ve neden karşı çıkar, kaldırmaya kalkar ya da at pazarlığında kullanır? Akıllara zarar bir durum doğrusu” dedi.
Kurt, konuya ilişkin yaptığı basın açıklamasının devamında; “Anayasada ve taraf olduğumuz u/a anlaşmalar, özellikle kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanunî düzenlemeler esas alınarak hazırlandı bu kanun..
Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulmasında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı, sosyal devlet ilkesine uygun , adil, etkili ve süratli bir usul izleyen bir kanun neden hedef yapılır? Bunu tetikleyen motivasyon nedir?
Şiddet mağduru ve şiddeti uygulayan için alınan tedbir kararları insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirmeyi amaçlayan bir kanun neden bir pazarlığa mevzu edilir? Kim, kimler rahatsız?
Kapsamda kadınlara yönelik cinsiyete dayalı, şiddeti önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel tedbirlerin ayrımcılık olarak yorumlanması nasıl bir ruh halidir?
''6284 sayılı kanun bizim kırmızı çizgimizdir'' diyen AKP grup başkan vekili sayın Özlem Zengin, sosyal medya ve özel telefonlarına tehdit ve tam da bu kanuna konu olacak şekilde aşağılanması, psikolojik şiddete maruz kalması ve devlet bakanlığı görevinde olan kadınların bu duruma sessiz ve tepkisiz kalması nasıl izah edile bilir? Ne oldu çizgiye, ne oldu kadına gösterilen hassasiyete, bu da mı sahteydi? Gerçek yüzünüzü kendiniz ortaya koydunuz. Oy uğruna kadınları da sattınız. Bu ehemmiyetli konuyu bile pazarlık mevzuu yaptınız ya, bunu aklı selim kadınlarımız af etmeyecektir müsterih olun.
Ev içi şiddet; mağdur ve şiddet uygulayanla aynı haneyi paylaşmasa da aile veya hane ya da aile mensubu sayılan diğer kişiler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti görmezden mi geleceğiz? Kulak mı kapayacağız?
Kadınlara yalnız kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan haklarını ihlallerine yol açan kanunda şiddet olarak belirlenen davranışlara göz mü yumacağız?
Kişilerin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren toplumsal, kurumsal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü ya da ekonomik her tutum ve davranışı bilmezden mi geleceğiz?
Şiddet mağduru olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişileri devlet korumasın mı?
Şiddet önleme ve izleme merkezleri ile şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin verildiği, çalışmalarını yedi/ yirmi dört esası ile yürüten merkezler kuran bir kanunu çöpe mi atalım?
Şiddet uygulayan olarak tanımlanan tutum ve davranışları uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişileri tedbir kararı ile resen veya istem üzerine hakim, kolluk kuvveti, mülki amirler tarafından tedbir alınması erkeklik onurunu mu incitmektedir?
Tüm bu sorulara eş olarak değil, baba olarak, hısım ve akraba olarak birkaç farklı açıdan bakmak meseleyi hal yoluna koyacaktır. Unutulmamalıdır ki; kanunlar genel kabul görmüşe göre hazırlanır. Aile değerlerine zarar veriyor bakış açısı yanlış bir bakıştır, kanunlar bozan değil onarandır, koruyan ve kollayandır. Eksik, noksan hata ve ya zararlı yönler düzeltile ve düzenlene bilir, aile içi cinayet sonucu ölenler geri gelmez-gelemez” ifadelerini kullandı.