Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, ABD Senatosunu ziyaret ederek burada da bir konuşma yapan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, konuya ilişkin açıklamasında, “Geçen hafta ABD' de icra edilen ancak, Türk kamu oyunda pek de dikkat çekmeyen, meraklıları hariç kimsenin ilgisini bile celp etmeyen 'niyetin halis' olmadığı ile ilgili bir fikir ve bir niyetin ifşa olduğu ziyaret yaşandı. Bu ziyaret yeri ABD senatosu ve ziyaretçi ise Yunanistan başbakanı Kiryakos Miçotakis, senatoya hitabı ve hem giriş, hem de bitiminde Miçotakis' in söylemini destekleyen senatonun alkış tufanı” dedi.
Kurt, yaptığı basın açıklamasının devamında; “Senato hitabı öncesi Bıden'in ''Ben Bıdenapolus'um '' diye karşılamasına( Moralılar) Miçotakis'in ''siz Bıdenekis siniz'' (Giritli) yanıtı çok manidar. Senato çıkışı ''ben kendi senatomda dahi böyle alkışlanmadım'' itirafı aslında ABD cenahında ki; Pkk-Pyd ve Ypg, Sincar-Suriye-K. Irak, egedeki adaların silahlandırılması, D. Akdeniz deki ''Mavi Vatan' işgali, Yunanistan'ın neredeyse işgali gibi sınırımıza paralel her kilometreye bir üs kurması, Bulgaristan- Romanya deniz üsleri ile Kara denizde de haklarımızın gaspı ile aslında ''Kanal İstanbul'' projesinin gerçek sahipliğinin, Kıbrıs sorununun tekrar ısıtılıp önümüze getirileceğinin ayak izleri ve sesleri olduğunun bir kez daha beyanı ve deşifresidir. İyice anlaşılmıştır ki; bu bir Avrasya kuşatmasıdır, hedef sadece Rusya değil Türkiye'dir de.. Bu aslında Suriye de her iki düşman (Türkiye-Rusya) arasında Rusya kollanmış, boşaltılan ABD Üsleri Ruslara devredilmişti. O zaman S-400 projesi dahi ortada yoktu.
Eş zamanlı olarak yurt içinde de SADAT, Geçici sığınmacı sorunu, kaçak Afgan-Pakistanlı sorunu, hukuksuz uygulamalar, siyasi yasaklar getirme ve İstanbul seçimlerinin( kaybedilen büyük şehir belediyelerinin) rövanşist yaklaşımlarla fail ve fiillerin cezalandırılması bir paralellik arz etmektedir. Tüm bu vakıaların uluslararası bir projenin alt başlıkları olduğu her geçen gün daha da netleşmektedir. SADAT'ın ne olduğu; şirket mi?- örgüt mü?, dernek mi?, ve kendi basın açıklama, sosyal medya site tanıtım ve faaliyetleri ile ilgili yayınları ortada iken, çalışan ya da üyelerinin TSK ile ilişiği kesilmiş ve genel itibariyle de belirli cemaat üyeleri olduğu bilinen bir güruhun, babadan oğula geçen bir anlayış ki; şu andaki başında olan M. Tanrıverdi'nin kurucusu A. Tanrıverdi'nin oğlu olduğu bir Tv programındaki mülakat ile ortaya çıkmıştı. Bu şahsın ne meslek ile iştigal ettiği, sitelerinde verdiklerini iddia ettikleri eğitim konuları ve faaliyetleri ile, silah ve cephane satış ve aracılık yaptıkları, 'tank' bile satabiliriz babındaki soğuk kanlı açıklaması bana bunların da bir projenin parçası olduğunu hissettirdi. Zira, bu tür konular u/a hukuk ile yasaklanmış, özellikle bizim devlet geleneğimizde olmayan, hukukumuzda yer almayan ve suç kapsamında bulunan konulardır. Bu sorumsuz, sorunlu itiraf hem TÜRKİYE' nin ve hem de sayın Cumhurbaşkanının terör ve savaş suçu ile yargılama isteğinin gayreti olduğunu değerlendiriyorum. Emekli bir tuğ generalin, terör ile mücadele, özel harp, iç güvenlik harekatı, bomba ve bubi tuzaklama, kaçma-kurtulma, silahlı eğitimi, suikast, sniper yetiştirme ve gayrı nizami harp konusunda da efsane olmuşları bir kenarda bırakarak alan açılmış olması manidar. Sanki sayın Erdoğan'ın bunlarla benim yakından-uzaktan alakam yok demesi, hukuklarını ki; baş danışmanlık yaptırılan biri ile bunu ret etmesi, böyle bir niyetin olduğunu destekler niteliktedir. Muhalefetin meclise sunduğu gen-sorunun yine AKP ve MHP milletvekilleri tarafından retti hiç uygun olmamış, bu niyete de hizmet niteliğinde olmuş bu tür iddiaların önünü açacaktır.
Buradan herkesi uyarıyor ve ''sapı-Samanı karıştırmamasını'' tavsiye ve ABD tezgahlarına dikkat çekmek istiyorum. (2016 Newyork Times te yayınlanan Türkiye haritası) Yargı ise bu konuda Yüce Türk Mahkemeleri görevlidir, bizim kimseye yedirecek ne bir bürokratımız ve ne de devlet adamımız vardır, şerh olsun” ifadelerine yer verdi.
