MUTLULUĞA YELKEN AÇALIM
Yaşam o kadar değişti ki insanlar ne olursa olsun bu para şu para diye paradan başka konuşacak bir şey söylemiyorlar.
İnsanlar tüm değerlerini piyasa ekonomisi adı altında, bireysel kazanma tutkusuna koşullayan bir sistemin içinde yaşamaya zorlanmaktadır. Ne yanımıza baksak, hangi yönümüze dönsek paradan söz eder olduk.
Çocuğumuzun gelecek hazırlarken bile hangi meslek daha çok para getirecek durumda ise ona yöneltemeye çalışmaya başladık.
İnsanların her konuda nerede olursak olalım, toplumun üretimini her geçen gün artan emek değerlerimizle birlikte yeniden, yaratamıyorsa, yarattığımız bu değerlerden paylarını alamıyorsa bunları bizleri yönetenlerden tabi ki isteme hakları olacaktır. Şöyle bir düşünün hangi aile toplantısında veya işyerlerimizde oturduğumuz kahvehanede politikanın tam da içinde her aşamasında yaşamıyormuyuz.
Neden siyaseti hep konuşur dururuz, toplumun içinde var olan insanların gündelik yaşamları dahil, sorunları her zaman olmuş ve bu sorunlarına çözüm bulmak için de kendisini yöneten siyasilerden meden ummaktan geri kalmamışlardır çünkü siyasetı yaşamın içinde oluşan sorunları çözme sanatı olarak tanımlamıştır. Aynı zamanda da birlikte bulunduğu, yaşadığı toplumun ve dünyanın sorunları ile uğraşmak ve onları çözmek ve yardımcı olmak için söylemler üretmek zorunda olduğunu görmekten de geri kalmamıştır.
Burada şunu görmekteyiz insanın kendini kazanma sorunu ortaya çıkmaktadır, bu nedenle de bilinçli siyaset yapmanın yollarını aramaktan geri kalmamışlardır., Böylece kendine olan öz güveni sayesin de insan, nerede olursa olsun, her koşulda özgür ve sorunlarının çözümüne çaba harcayan, sahip arayan değil, sahip çıkan olmuştur.
Yaşadığımız dünya ortamın da var olan sorunlar hiç bir zaman hem bireysel, hem de toplumsal olarak çözümsüz ortada kalmaz, Bir şekilde örgütlü veya örgütsüz o sorunların çözüldüğünü görürüz.
Bunu da ancak akıl ve mantığın verdiği yönle s eleştirerek, tartşarak, çatışarak değil, var olan sorunlarımızı siyaset diliyle ortaya döküp, yine siyasetin kendisiyle sorunları çözme yolunu aramaktan öteye gitmemeliyiz.
Aksi harekette ise başka bir söylem hem şahısları hem kendimizi ve toplumumuzu yorar.
Yıllarca siyasetin dilini yanlış kullana kulana, yeterince yorulmadık mı?
O zaman ne kendimizi ne de toplumumuzu yormayalım milletimizin refahı için el ele vererek mutluluğa yelken açalım ne dersiniz?