reklam
reklam
38,4872 %-0.01
43,9014 %-0.07
4.090,69 % -0,36
93.758,60 %-1.327
AMASYA
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Amasya
Az bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

MUTLULUĞA YELKEN AÇALIM

YAYINLAMA:

Yaşam o kadar değişti ki insanlar ne olursa olsun bu para şu para diye paradan başka konuşacak bir şey söylemiyorlar.

İnsanlar  tüm değerlerini piyasa ekonomisi adı altında, bireysel kazanma tutkusuna koşullayan bir sistemin içinde yaşamaya zorlanmaktadır. Ne yanımıza baksak, hangi yönümüze dönsek  paradan söz eder olduk.

Çocuğumuzun gelecek hazırlarken bile   hangi meslek daha çok para getirecek durumda ise ona yöneltemeye çalışmaya başladık.

İnsanların her konuda nerede olursak olalım,  toplumun üretimini her geçen gün artan emek değerlerimizle birlikte yeniden, yaratamıyorsa, yarattığımız bu değerlerden paylarını alamıyorsa  bunları bizleri yönetenlerden tabi ki isteme hakları olacaktır. Şöyle bir düşünün hangi aile toplantısında veya işyerlerimizde oturduğumuz kahvehanede    politikanın tam da içinde  her aşamasında yaşamıyormuyuz.

Neden siyaseti hep konuşur dururuz,  toplumun içinde var olan insanların gündelik yaşamları dahil, sorunları her zaman olmuş ve bu sorunlarına çözüm bulmak için de kendisini yöneten siyasilerden meden ummaktan  geri kalmamışlardır çünkü  siyasetı yaşamın içinde oluşan sorunları çözme sanatı olarak tanımlamıştır. Aynı zamanda da  birlikte bulunduğu, yaşadığı toplumun ve dünyanın sorunları ile uğraşmak ve onları çözmek ve yardımcı olmak için söylemler üretmek zorunda olduğunu görmekten de geri kalmamıştır.

Burada şunu görmekteyiz insanın kendini kazanma sorunu ortaya çıkmaktadır, bu nedenle de   bilinçli  siyaset yapmanın yollarını aramaktan geri kalmamışlardır., Böylece  kendine olan öz güveni sayesin de   insan, nerede olursa olsun, her koşulda özgür ve sorunlarının çözümüne çaba harcayan, sahip arayan değil, sahip çıkan olmuştur.

Yaşadığımız dünya ortamın da var olan sorunlar hiç bir zaman hem bireysel, hem de toplumsal olarak çözümsüz ortada kalmaz,  Bir şekilde örgütlü veya örgütsüz  o  sorunların  çözüldüğünü görürüz.

Bunu da ancak   akıl ve mantığın verdiği yönle  s eleştirerek, tartşarak, çatışarak değil, var olan sorunlarımızı siyaset diliyle ortaya döküp, yine siyasetin kendisiyle sorunları çözme yolunu aramaktan öteye gitmemeliyiz.

Aksi harekette ise  başka bir söylem hem şahısları  hem kendimizi ve toplumumuzu yorar.

Yıllarca siyasetin dilini yanlış kullana kulana, yeterince yorulmadık mı?

O zaman ne kendimizi ne de toplumumuzu yormayalım milletimizin refahı için el ele vererek mutluluğa yelken açalım ne dersiniz?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *