reklam
reklam
38,2604 %0.12
43,7451 %-0.77
4.170,45 % -0,93
90.899,23 %4.978
AMASYA
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Amasya
Kapalı
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM DİYANET-SEN’Lİ OLMAK, SÖYLEMDEN ÖTE EYLEMDE BİRŞEYLER YAPABİLMEKTİR

DİYANET-SEN’Lİ OLMAK, SÖYLEMDEN ÖTE EYLEMDE BİRŞEYLER YAPABİLMEKTİR

Diyanet-Sen Merzifon İlçe Başkanı Hüseyin Kayıkcı, yaptığı basın açıklamasında, Diyanet-sen mensubu olmanın, “Hilfü’l-Fudul anlayışı ile hareket edebilmektir. 571 yılında dünyaya teşrif eden Kutlu elçi Hz Muhammed Mustafa (S.A.V) efendimizin tebliğini merkeze alıp, İslam Ümmetinin birlikteliğini kabullenebilmektir. Diyanet-sen’li olmak; dar çerçevede bölgesel ideolojik hizmet değil, tüm insanlığın beklentilerine gücü nisbetinde Ümmet bilinciyle koşabilmektir. ‘’Ten rengi ayrı ama ter rengi aynı, göz rengi ayrı ama göz yaşının rengi aynı’’ prensibini merkeze alabilmektir. Hakkari’de neysek Edirne’de de aynı olabilmektir. Türkiye’de neysek Suriye’de, Afganistan’da, Sincar Uygur bölgesinde, Irak’ta, Filistin’de, Arakan’da ve mazlum coğrafyalarda da aynı kalabilmektir. Mazlum ve mağdurlar açısından bakıldığında; İdlip’de acılar nasıl hissediliyorsa Amasya da Ankara’da, Diyarbakır’da da aynı hissedebilmektir” anlamına geldiği söyledi.

Kayıkcı, basın açıklamasının devamında; “Diyanet-sen mensubu olmak demek; Söylemden öteye eylemde de bir şeyler yapabilmektir; Tıpkı  Arakan’da yetimhane inşa edip açmak gibi… Tıpkı Afrika’da (Gana-Gabon’da) 300 kişilik Ahmet Yıldız Külliyesi inşa edip açmak gibi… Tıpkı  İdlip’de 400 adet Mehmet Akif İnan Mahallesi inşa edip hizmete sunmak gibi… Tıpkı Gazze’de Mehmet Akif İnan Şifa Hastanesini inşa edip mazlum ve mağdurların hizmetine sunmak gibi… Tıpkı Ülkemizde Pandemi sürecinde; Sel ve yangın felaketlerinde bütün varını yoğunu AFAD kanalıyla mağdurlarla paylaşabilmek gibi…

Diyanet-sen mensubu olmak demek; 15 Temmuz hain Darbe girişiminde bağlı bulunduğumuz konfederasyon ‘’Memur-sen’’ olarak meydanlarda Ülkesinin, devletinin, milletinin, mağdurlar ve mazlumlarla gece gündüz nöbet tutarak yanında durabilmektir, aynı iştah ve kararlılığı devam ettirebilmektir. Birileri gibi ‘’perde arkasından olayların durulmasına’’ bakmadan gözü pek bir anlayışla ve bir gün sonra da Ankara’da Türkiye’deki tüm teşkilat başkanları düzeyinde kurşunların havada uçuştuğu bir atmosferde protesto yürüyüşünü, birlik ve beraberlik haykırışını tüm dünyaya haykırabilmektir...

Diyanet-sen mensubu olmak demek; İftira, yalan ve kumpas kampanyalarını, masa başı oyunlarını, tehditler ve bir takım çevrelerin baskı politikalarına yılmadan, korkmadan, usanmadan, yorulmadan karşı koyabilmektir” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *