Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Merzifon Şube Başkanı Recep İğci, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
Çanakkale savaşının çok az millete nasip olabilecek bir gururla anıldığını, 1915 senesinde yaşattığı kıvancı günümüz nesline de yaşattığını söyleyen TEMAD Merzifon Şube Başkanı Recep İğci, “Ülke tarihimizde hem savunmasıyla hem de saldırısıyla asla unutulmayacak büyük bir fedakarlık, sabır, inanç ve zafer göstergesi olan Çanakkale Savaşı, ruhunu bugüne kadar korumuş, günümüzde bile daha dünmüş gibi bahsedilen bir mücadelenin adıdır. Bu mücadele, çok az millete nasip olabilecek bir gururla anılmakta, 1915 senesinde yaşattığı kıvancı şimdi günümüz nesline de yaşatmaktadır” dedi.
TEMAD Merzifon Şube Başkanı Recep İğci, konuya ilişkin gazetemize yaptığı açıklamanın devamında; “Tarihimizin, destanlaşan ve büyük bir kahramanlık timsali olan Çanakkale savaşı, 18 Mart 1915 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. 18 Mart 1915 de başlayan ilk saldırı 9 Ocak 1916 tarihinde karşı donanmanın ülkeyi tamamen terk etmesi ile son bulmuştur. Ülkenin her yanından on binlerce genç hatta çocuğun katıldığı bir savaş açlık, sefalet ve hüzün içinde kazanılan bir zaferdir.
O dönem hâlihazırda süren savaşın öncesinde ve sonrasında da birçok gözyaşı ve kan dökülmüş fakat en önemlisi Çanakkale’de gerçekleşmiştir. Çanakkale’nin son tarihi bundan yüz yedi yıl önce bugün, 18 Mart 1915’de yazıldı. Bu tarih, daha öncekileri unutturdu. Artık bu tarihin üzerine yeni bir tarih yazılmayacak. Eski zafer yıldızlarının yanında, bu son zafer, güneş kadar heybetli ve azametli olacak. Kendisinden sonra gelecek olan yüzyıllarca anılacak, şerefli bir tarih olarak adına daha çok şiir, roman, kitap yazdıracaktır.
Bu destanın yazıldığı savaş, Birinci Dünya Savaşı devam ederken 1915 senesinde Gelibolu yarımadasında Osmanlı Devleti ve İtilaf güçleri arasında yapılmıştır. Bu savaş tarihe hem deniz hem de kara savaşı olarak yansımıştır. Bir orduda olamayacak kadar çok gücün sarf edildiği bir meydan, umutların tükendiğinin zannedildiği anda zafer nidalarıyla inlemiştir.
O zamanlar, Osmanlı Devleti’nin hemen hemen her yanında cephe açılmıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri de Çanakkale Cephesi’dir. Boğazlar üzerine kurulmuştur. İstanbul’u yani başkenti de korumaktadır. Bu cephe büyük bir öneme sahip bir yerin işgalinin önüne geçilmesi ve düşman askerlerinin püskürtülmesi umulan fakat yine de beklenmeyen bir zafer örneğiydi. Aslında denizde kazanılan bir zaferle, karada devam eden savaş da kazanılmıştır. Bu şanlı tarih, “Çanakkale Geçilmez!” diyerek destanın yazıldığı ve şehit kanlarının vatan toprağı ile beraber denize karıştığı bir tarihtir.
Bu savaşla birlikte adından yüz yıldır bahsedilen, hikayeleri tüyleri diken diken eden birçok kahramanlık örneği vardır. Bunlardan birisi de kuşkusuz o malum gemidir. Asıl adı “Nusrat” olan gemi savaş esnasında bölgeye mayın dökmek amacıyla yapılmış ve 1913 yılında Osmanlı Donanmasına katılmıştır. Nusret mayın gemisi Çanakkale Zaferinin sessiz kahramanlarından birisidir. Nusret ile birlikte adı çokça anılan bir yiğit asker de, inanılması güç bir şeyi yapmıştır: Savaşın en kızıştığı anda o manzara karşısında duyduğu üzüntü ve acı ile normalinde üç kişinin bile çok zor kaldırabileceği 257 kiloluk bombayı olduğu yerden tek başına kaldırıp taşıdı ve topun namlusuna sürerek ateşledi. Seyit Onbaşı… Bugün yıl dönümü kutlanan bu zaferde, onun kahramanlığından övgüyle bahsetmek, bizler için de inancın ne denli güçlü bir silah olduğunu göstermektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle, 18 Mart şehitleri anma günü ve Çanakkale zaferinin 107. yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, 107 yıl önce kazanılan zaferde, Anadolu’nun her köşesinden Çanakkale’ye gelen, gözünü kırpmadan ölüme giderken “ Çanakkale Geçilmez” dedirten Aziz şehitlerimizi, Çanakkale ve daha yüzlerce cephede, terörle mücadelede “ bir hilal uğruna batan güneşleri” şükran, minnet ve rahmetle anıyoruz” ifadelerini kullandı.