Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Merzifon Şube Yönetimi tarafından Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii emekli İmamı Mustafa Demirkan hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Merzifon Adliyesi’ne gelerek suç duyurusunda bulunan ADD Merzifon Şube Başkanı H. Tarık Nur ve beraberindekiler daha sonra bir basın açıklaması yaptılar.
Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Cumhuriyetin Kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaretin en ağır şekilde hukuk önünde karşılığını bulması için suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen ADD Merzifon Şube Başkanı H. Tarık Nur, “Hepimizin bildiği gibi, 28 Mayıs’ta, Üsküdar Yıldırım Beyazıt Camii emekli imamı Mustafa Demirkan, Ayasofya Camiinde, bir programda, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, meclis başkanı, hükümetin üst düzey yöneticilerinin de olduğu bir ortamda, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın büyük önderi ve Türkiye Cumhuriyetinin Kurucu Lideri M. Kemal Atatürk’e kin ve nefret söylemleriyle birlikte, hakaret etti.
Tartışmalı bir şekilde statüsü değiştirilerek ibadete açılışı yapılan Ayasofya’da, hutbede konuşma yapan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’e lanet okuyan sözlerine karşı, Atatürkçü Düşünce Dernekleri olarak Türkiye genelinde suç duyurusunda bulunduk.
Daha sonra Ayasofya Baş İmamı olarak atanan Mehmet Boynukalın’ın da, laikliğin kaldırılması ve hilafet düzenine dönülmesi çağrısına tanık olduk.
Atatürkçü, çağdaş, demokratik, laik düzenden yana, Cumhuriyetimizin temel değerlerini savunan muhalif tepki ile Boynukalın’ın, Türkiye’nin gündemine dair, siyasi ve ekonomik yorumlar yapması, hükümet çevresinde de rahatsızlık yaratınca görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Ayasofya ekseninde oluşan rahatsızlık atlatılmadan kısa bir süre sonra da, İmam Mustafa Demirkan, Ayasofya’daki vaazında, "Bu ve bu gibi mabetler mabet olarak devam edilmesi için inşa edilmiş, hediye edilmiş. Öyle bir zaman geldi ki, bir asır gibi bir zaman içinde bu mabed-i şeriften Ezan-ı Muhammediye ve namaz her şey yasak olarak müze haline çevrildi. Onlardan daha zalim ve kafir kim olabilir... Ya Rabbi bir daha bu zihniyetin bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma..." diyerek, yalanlarıyla Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmiştir.
Burada baş gösteren sorunların kaynağı, ülkenin yönetiminde bulunan siyasi erkin, Milli mücadele ile kazanılmış ve Atatürk devrimleri ile pekiştirilmiş bir sürecin yok edilmesi, sorgulamayan, teslimiyetçi bakış açısıyla, dış dünyaya kapalı toplum yaratma girişimidir. Bilimin yaratıcı gücünden uzaklaşıp orta çağın karanlığına gömülen bir anlayışın ülkemizin sorunlarını çözmesi beklenemez.
Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Cumhuriyetimizin Kurucu lideri M.Kemal Atatürk’e yapılan bu hakaretin en ağır şekilde Hukuk önünde karşılığını bulması için suç duyurusunda bulunuyoruz.
Ulu Önderimize Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığımız, kararlılığımız hiç bitmeyecek. Kimse bizi bu duruşumuzdan geri çeviremeyecek. Yaşasın demokratik, laik, çağdaş Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti” ifadelerini kullandı.