reklam
reklam
38,1941 %0.47
43,7206 %0.37
4.082,08 % 0,46
84.501,85 %-0.612
AMASYA
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Amasya
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi SİYASET HANGİ LAFINA İNANALIM SENİN!

HANGİ LAFINA İNANALIM SENİN!

AK Parti Amasya Milletvekili M. Levent Karahocagil TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye, 6 Şubat gecesi, (Rabbim bir daha göstermesin)  büyük bir felakete uyandı. 11 il, 110 bin kilometrekarelik alanda etkili olan afet, 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkilemiş ve ülkemiz için insanlık tarihinin en büyük deprem felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir.

Bizleri yaratan, yaşatan Büyük Allah’ım, insanlığa, milletimize böyle afetler, belalar, musibetler bir daha yaşatmasın, inşallah.

Rabbim ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve afiyet, yaralılara acil şifalar nasip eylesin” dedi.

Amasya Milletvekili M. Levent Karahocagil basın açıklamasının devamında; “Deprem haberinin alınması akabinde devletimizin tüm kurum ve kuruluşları sorumluluklarını yerine getirmek, yaşanan afetin geride bıraktığı enkazı kaldırmak ve yaraları sarmak üzere harekete geçmiş ve hala çalışmalarını sahada sürdürmektedir.

Geçtiğimiz hafta da depremlerin ardından sahaya inen bilim insanlarının elde etmiş olduğu veriler, çalışmalar ve değerlendirmeler Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde düzenlenen TÜBİTAK Deprem Araştırmaları Sanal Konferansı’nda masaya yatırılmıştır.

Bilim insanları ile birlikte gerçekleştirilen bu konferans, depremin arkasında bıraktığı hafriyatı kaldırmak, vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının karşılanmasının sağlanması gibi sadece gözle görünür temel alanlarda iyileştirme yapmak değildir.

  Çünkü deprem, sadece fiziksel yapıları etkilememiş, aynı zamanda sosyo-ekonomik, psikolojik, toplumsal, çevresel etki ve yıkımlara da neden olmuştur.

Bu bilinçle çok yönlü olarak analizler ile her alandaki ihtiyaçların sistemli bir şekilde karşılanması için yapılması gerekenlere ışık tutmak için bu toplantı gerçekleştirilmiştir. Bunu da ancak ve ancak bilim ışığında yapabiliriz.

Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank'ın ifade ettiği gibi “Bilimle elde ettiğimiz çıktılar, deprem riski altındaki ülkemizi güvenli hale getirmek için bize rehberlik edecek”tir.

Bilindiği üzere ülkemiz aktif fay hatları üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle depremin her an, her yerde yaşanılması kaçınılmaz bir gerçek olduğunun da bilincindeyiz.

Depremle birlikte yaşamayı öğrenmek elbette yetmez. Beşerî olarak ve ortak akılla nasıl ve ne şekilde önlemler almamız gerektiği, depremin etkilerini en asgari düzeyde tutmak için neler yapılması gerektiği konularında da harekete geçmemiz gerekmektedir.

Bu konferansın çıktıları ile izlenecek yol haritasının yanı sıra Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ülkemizde yaşanan depremler sonrası yaptığı çalışmalardan da kısaca bahsetmek istiyorum.

Bu son depremden hemen sonra "TÜBİTAK Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı" devreye alınmış 61 farklı kurumdan 124 proje desteklenmeye başlanmıştır.

Türkiye’nin sadece bir bölgesinden değil, dört bir yanından 577 bilim insanın, jeofizikten lojistiğe kadar farklı alanlardaki çalışmalarına yönelik veriler toplanmıştır.

TÜBİTAK tarafından İzmir depreminden sonra 8 deprem kayıt istasyonu ve 5 hassas konum belirleme sistemi kurulmuştur.

AFAD, TÜBİTAK koordinasyonuyla birlikte oluşturulan 11 tane çalışma grubu birlikte bilim insanlarımız, gelecekte yaşanabilecek tüm depremlere hazırlıklı olabilmek için önemli ve hayati kararlar alınmasına yönelik bilimsel çalışmalarını sürdürmektedir.

Yine yaklaşık bir ay önce Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’ni tartışmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında ülkemizin ve dünyanın önde gelen bilim insanlarıyla bir dizi toplantılar gerçekleştirilmiştir.

Bu ve benzeri toplantılar vesilesiyle hayati kararlar almak, deprem ya da başka bir afet korkusu olmadan, vatandaşlarımızın huzurla yaşayabileceği şehirleri inşa etmek için yol gösterici adımlar atılmıştır.

Sayın Varank, tespitlerde ve istişarelerde bulunmak üzere deprem bölgesine gitmiş, oradaki depremzede sanayicilerin sorunlarını dinlemiştir.

Yapmış olduğu çalışmalar ile depremden zarar gören bölgelerdeki sanayi tesisleriyle ilgili maliyetinin yaklaşık 170 milyar lira olduğunu yaptığı açıklamalarda ifade etmiştir.

Zarar gören her bir fabrika, işletme ve dükkân elbette devlet desteği ile birlikte tekrar ayağa kaldıracaktır. Ve bu anlamda atılan adımlardan biri de OSB ve Sanayi Sitelerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na olan kredi borçlarının bir yıl ertelenmesi olmuştur.

Yıkılan veya kullanılamayacak kadar hasarlı sanayi iş yerlerinin zemin uygunluğuna göre yerinde yeniden inşa edilmesi için de destek sağlanacağını,

Ayrıca, KOBİ’lerin acil ihtiyaçlarının karşılanması için KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı'nın devreye alınarak, hasarın büyüklüğüne göre KOBİ’lere 1,5 milyon liraya kadar faizsiz kredi desteği sağlanacağı da Sayın Varank yaptığı açıklamalarda ifade etmiştir.

Basın açıklamamın bu kısmında da geçtiğimiz hafta sonu servis edilen bir fotoğraf karesinden bahsetmek istiyorum.

Hele ki bir Ramazan günü, bir Cumhurbaşkanı adayının ve yanındakilerin dini hassasiyetleri yüksek bir toplumun gözüne soka soka seccadenin üzerine ayakkabılarıyla basmaları skandalı...

Tabi çok görmemek lazım, başörtüsü için bir metrelik bez parçası diyebilen bir şahsiyetten bahsediyoruz.

 Seçime bu kadar az bir süre kalmışken halkın güven oyunu kazanmak yerine, her gün yeni bir skandal ile halkımızın karşısına çıkabiliyor. Utanmadan görmedim, fark etmedim deyip özür dileyebiliyor. Hangi lafına inanalım senin... Sen ki;

Ülkenin bölünmez toprak bütünlüğünü hiçe sayıp, terör örgütlerini destekleyen, cezaevinde olan terör elebaşları ve yandaşlarını dışarı çıkartma sözünü verebilen,

Utanmadan, sıkılmadan, çekinmeden ülkeyi birlikte yönetme vaadini dile getirebilen bir muhalefetin Cumhurbaşkanı adayısın.

Şehit ecdadımızın kanlarından rengini almış bayrağımızın bir bez paçası gibi parçalanmasına, ülkenin talan edilmesine nasıl göz yumabiliyor isen ve buna yönelik vaatleri verebiliyorsan dini değerlere, kutsallara da aynı bakış açısı ile baktığına eminiz. Sen her devrin adamısın, veyahut özellikle belirlenen bir şahsiyetsin.

Helalleşme çağrısı, başörtü meselesi, muhafazakâr kesime yanaşma çabası, iftar sofraları, camilerde, umrede verilen pozlar...

Bunlar seçim öncesi yapılan oy kapma girişimleridir. Elbette bu yaptıklarının ve söylediklerinin inandırıcı veya gerçekçi bir tarafının olmadığı o kadar belliki, halkımız her şeyin farkında.

Bu son skandalında CHP zihniyetinin asıl fikrinin kanıtı niteliğinde olmuştur.

Henüz karar verememiş seçmenlere, millet ittifakında yer alan muhafazakâr seçmenlere seslenmek istiyorum.

"Cumhuriyet, demokrasi, laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor" safsatası ile hakir görülen, kendi askerini, polisini sivil vatandaşlarının üzerine yürüten, darp ettiren,

1999 yılında TBMM'nde, seçilmiş bir milletvekilini "haddini bildirin" sözü ile saldıran ve çeşitli sözlü tacizlere maruz bırakılan bir Türkiye'den son 20 yılda gelinen noktaya bakmak lazım.

Bu seçimin, sadece ülkemizin gündeminde olduğunu düşünmeyin. Küresel ölçekte dengeleri değiştirecek bu seçimin sonuçları dış güçlerin de şer güçlerinde mihrakındadır. Bu nedenle;

Aşılamaz denilen, yapılamaz denilen her türlü hizmet, icraaat ve eserleri din, din, ırk, cinsiyet ayırımı yapmadan, "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Birlikte kurduğumuz bu ülkeyi inşallah hep birlikte güzel yarınlara taşıyacağız." diyen ülkesine atası gibi çağ atlatan, belediye başkanlığı, başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde rüştünü ispat etmiş Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile durmak yok, doğru adımlarla yola devam edeceğiz diyor saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *