Hava sıcaklıklarının artığı bu günlerde vatandaşlar göl, gölet, dere yatağı ve su kanallarında yüzmemeleri konusunda uzmanlar tarafından uyarıldı.
Amasya Üniversitesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Öğretim Görevlisi Cumali Karatutlu, vatandaşları göl, gölet, dere yatağı ve su kanallarında yüzmemeleri konusunda uyararak şunları kaydetti, “Vatandaşlarımız, sıcakların ani olarak bastırdığı ve kendini iyice hissettirdiği bu yaz aylarında serinlemek, eğlenmek ve hoşça vakit geçirmek amacıyla, ailesi ile birlikte akarsu, göl, gölet ve baraj gibi yerlerin çevresinde bulunan mesire alanlarına gitmekte, tanımadığı, güvenli olup olmadığını bilmediği ve yüzme amaçlı olarak düzenlenmemiş olan bu yerlerdeki sulara girerek serinlemeye çalışmaktadırlar. Ancak bu ve bunun gibi tehlikeli sulara girmek ciddi yaralanmalara, hatta sonu ölümle bitebilecek boğulma vakalarına yol açabilmektedir.
Vatandaşlarımız bu tür sulara serinlemek veya yüzmek amacıyla kesinlikle girmemeleri; bu tür ihtiyaçlarını yüzmek, serinlemek, eğlenmek amacına yönelik düzenlenmiş, emniyet ve kontrol tedbirleri alınmış yerlerde karşılamaları gerek kendi hayatları gerekse aileleri açısından çok büyük önem taşımaktadır.
Boğulma vakalarına maruz kalarak hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması genellikle Ülkemizin geleceği olan 14-25 yaş arası gençlerden oluşmaktadır.
EN ÇOK BOĞULMA RİSKİ TAŞIYAN AKARSU, GÖL, GÖLET VE BARAJLAR
İlimiz sınırları içinde bir çok akarsu, gölet, baraj bulunmaktadır. Sulama ve taşkın önleme amacıyla doğal olmayan ve insan eliyle yapılan yapılar olduğu için, genellikle coğrafi yapının en dar ve dik çukur yerlerinde inşa edilirler. Genellikle çok çabuk derinleşir ve diplerinde balçık çamur bulunur. Bu akarsu, gölet, barajlarda bazen dip kaynak ve akıntılar olabileceği, bunun da dipte derin aşınmalar, derin çatlak, oyuk ve kanallar meydana getireceği bilinmelidir. Gene bu tür yerlerde kaçak balık avcılığı yapıldığından geride suyun içerisinde havada asılı bir çok ağ, misina ipleri ve parçaları olabilecektir. Ancak bu durum yüzeyden çok fazla fark edilmediği için yüzmek, suda oynamak, eğlenmek amacıyla suya giren insanlar için büyük hayati tehlikeler oluşturabilecektir.
RİSKLERİ GÖZ ARDI ETMEYİN
Akarsu, göl-gölet ve baraj gibi tatlı sulardaki tuz oranı çok düşük olmasından dolayı boğulmalardaki en büyük neden suyun kaldırma kuvvetinin az olmasıdır. Bu tür akarsu, göl-gölet, barajlara girildiğinde veya kazara düşüldüğünde, kenarlarının aşırı dik olması, tutunacak yüzey olmaması, kıyı dibinin çamurlu ya da balçık olması nedeniyle dışarıya çıkmak pek mümkün olamamaktadır. Ayrıca kıyı aldatıcı bir şekilde düzgün bir satıh görüntüsü verirken 2-3 metre ilerisinde 3-4 metre derinliğinde çatlak, oyuk, menfez veya çukur olabilir. Buralarda düşen insanlar panikleyip çırpınarak daha derine batarlar. Yüzme amaçlı akarsu, göl- gölet, barajlara girildiğinde; suyun içerisinde havada asılı bir çok ağ, misina ipleri ve parçalarına dolanarak veya suda kalma süresi ve suyun soğukluğu ile doğru orantılı olarak aşırı yorgunluk ve üşümeye bağlı hipoglisemi gelişerek kişiyi şoka sokarak suyun yüzeyinde kalmasını zorlaştırır. kısa bir zaman sonra da dibe batar ve boğulma gerçekleşir.
Bu nedenle kayalık, balçık, sazlık, bataklık olan, civarında ani iniş ve çıkışlı arazi yapısına sahip ve çok yoğun dip akıntısı bulunan veya dibi görünmeyen tehlikelerle dolu olan (oyuklar, derin çatlaklar, çukurlar, ani derinlikler veya suyun içerisinde askıda kalan balıkçı ağları, misina parçaları, naylon poşetler v.b.) göl, gölet baraj ve akarsulardan uzak durmalı; bu gibi yerlerde asla yüzmek veya fotoğraf çekmek, çekinmek amaçlı suya girilmemelidir.” Diye konuştu.