Saadet Partisi Merzifon İlçe Başkanı Salih Sarıkaya beraberinde İlçe Başkan Yardımcısı Aziz Duran ile birlikte gazetemizi ziyaret etti.
Ziyarette gazetemiz kurucu ve mali işler Müdürü Bilal Güley ile görüşen Saadet Partisi Merzifon İlçe Başkanı Salih Sarıkaya ve Başkan Yardımcısı Aziz Duran ülke gündemine dair de açıklamalarda bulundular.
Türkiye’deki yanlış tarım politikaları yüzünden köylerin boşaltılmış olduğunu söyleyen Saadet Partisi Merzifon İlçe Başkanı Salih Sarıkaya, “Turistlerle birlikte 100 milyonluk ülkede gıdaya ulaşılması zorlaştı. Bu 20 yılın getirmiş olduğu yanlış politikalar neticesinde oldu” dedi.
20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti hükümetini de eleştiren SP İlçe Başkanı Salih Sarıkaya, “Nerede para bulduk oradan aldık. Nerede bir kıymetli varlığımız var sattık, bir şekilde yedik hoyratça harcandı. Bunun neticesinde şuanda kasamız da Merkez Bankamız da boşaldı. Üzerimizde çok büyük bir borç var. Hem milletin, hem kurumların, hem şirketlerin, hem belediyelerin hem de devletin müthiş borçları var. Mevcut hükümet bu programla, bu insanlarla, bu anlayışla, bu zihniyetle giderse her geçen günün daha karanlık günlerin bize doğru geldiğini biz bugün görüyoruz. 20 yıldır ikazlarımızla bugün ki günü işaret ederek dedik ama bundan sonrası da aynı hoyratça harcanıyor. Sen hem adamın parasını bankada faize alacaksın hem de kur garantisi vereceksin. Dünya zaten paradan dolayı mustarip, herkes para temin edebilmek için faiz artırımına gidiyor. Bundan sonra Türkiye bunu da temin edemeyeceği için kurun yukarı doğru gitmesi matematiğin kuralı gereğidir. Eskiden aldığın ucuz kredileri temin edemeyeceksin, para bulamayacaksın. O halde hem vatandaşa faiz verip hem de kur garantisi vermek demek hazinenin yarın bir gün ödenen maaşına göz dikeceksin demektir. Yoksa dönmez, dönmeyecektir” dedi.
Adil devlet, adil paylaşım ve insanca bir yaşam modelinin Türkiye’de gerçekleştirilme mecburiyetinin olduğunu da söyleyen Saadet Partisi Merzifon İlçe Başkanı Salih Sarıkaya, “Ülkemizde bir kalabalık çıkmaz sokağa doğru gidiyordu. Ama üretmeden nereye kadar gidebileceksin. Sen bir uzun yol gidiyorsun iyi de elinde bohçan yok, elinde mamulün yok, elinde üretim gıdan yok nereye kadar gideceksin. Bu bir gün bitecek. Maalesef şu anda bitti. Bugün Rusya Ukrayna savaşından dolayı 10 tanker ham madde Ayçiçek yağımızı gelmeyecek deniliyor. Bununda hemen tüccarlar, toptancılar, yan satıcıları beş kiloluk yağı 230 gibi bir rakam düşündüklerini ve birçok yerde de bu uygulamayı başlattıkları görülüyor. Bunun nedeni dışarı bağımlı hale gelmiş olmamızdır. Bugün bir liralık ekmeği biz 2,5 liraya alıyor. Taşrada olan, bir Anadolu şehrinde olan, buğday yatağı olan bir şehirde 2,5 liraya yiyoruz. Bu şartlar böyle giderse dünya piyasasında buğday 7 - 8 liraya gitti. Bu da demek oluyor ki biz ileriki tarihlerde gramajı düşürülmesi aynı gramaj ekmeği 5 liraya yiyeceğiz. Bırakın çay, simit hesabı yapmayı artık insanımızın hakikaten yağlı yemeği de lüks olarak sayalım. Fasulyeyi pişirmek, mercimeği pişirmek, etli yemek yemek, ailece bir lokantaya gidelim demek artık Türkiye’de yüzde 80 üzerindeki bir çoğunluğun yiyemeyecek hale geldiğini görebiliyoruz. Bunu devletin TÜİK rakamlarında görüyoruz. Artık Türkiye’de bu konuları duymayan kalmadı” dedi.
Sarıkaya, konuşmasının devamında; “Açlık sınırı diyor, yoksulluk sınırı diyor. İyi de arkadaş bu insanlar bu rakamlara gelmiş değil ki. Sen emekline 2 bin 500 lira veriyorsun. Bir insanın 2 bin 500 lirayla geçinme şansı yok. Bu musibetse, musibet bir hayat şartlarını senin yanlış uygulamaların, yanlış programların yüzünden Türkiye bu hale geldi. Kötü gün için biriktirdiğimiz, yarın bunu kullanırız diyebildiğimiz hiçbir mamulümüz kalmadı. Bugün Allah yardımcımız olsun. Bazı bakanlar, bazı belediye başkanları, bazı önemli kurumlardaki şahsiyetler bu karanlık günleri gördüğü için merkez bankasının yöneticileri dahi Cumhurbaşkanından affını talep ediyor. Biz de vatandaş olarak artık bu karanlık günlere daha çok derinlemesine girmeyelim diye mevcut var olan iktidardan başta Reis olmak üzere affını talep ediyoruz. Artık milletten affını talep edip, istifalarını bekliyoruz. Yoksa bu şartlarda Türkiye giderek derinlemesine bir kaosa, bir sosyal patlamaya Allah muhafaza daha büyük sorunlara karşılaşacağı aşikârdır. Bunu görmemek körlüktür. Bu ikazlarımızı yapıyoruz. İnşallah Genel Merkez bünyesindeki Millet İttifak, açıklamış olduğu yüz maddelik programı Türkiye’de bugün belki yüzde 80 yüzde 90’nının itiraz ettiği, işte liyakatsizlik, işte okullardaki üniversitelerdeki mülakatlar, işe yerleştirmelerdeki adaletsizlikler, ihalelerdeki taraf tutma ve yandaşlık, medyadaki kendinden başkasına koymuş olduğu ambargolar bütün bunların şeffaflaştıracak, bütün bunları dizayn edecek, bütün bolmuş olan devlet kurumlarının ayarları, milletin ayarları, ticaretin ayarları, bozulmuş olan bütün ayarların dizayn edilecek bir program olduğuna inanıyoruz. Bu da altılı masaya oturma ve bu masada Türkiye’nin yüzde 100 olduğunu, Türkiye’nin bütün şehirlerini olduğunu, bütün fakir ve zengininin olduğunu, bütün mağdurların olduğu bir masa olduğuna bunların sorunlarına çözüm üretecek bir program olduğuna inanıyoruz. İnşallah bun insanlarımıza anlatacağız en kısa sürede de duruma el koyarak Türkiye Cumhuriyetini önce yaşanabilir bir ülke yapacağız. Sonra yeniden Büyük Türkiye yapacağız. İnşallah dünyaya oyuncak olmuş bir ülkeden öte yeni bir dünya kurma hedefine doğru gideceğiz diye düşünüyorum. Allah sonumuzu hayır etsin” ifadelerini kullandı.