reklam
reklam
38,2332 %0.31
44,2225 %1.32
4.154,65 % 1,91
87.445,88 %2.636
AMASYA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Amasya
Az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM KADIN ERKEK İLİŞKİLERİNDE EN BÜYÜK İHTİYAÇ DİYALOG

KADIN ERKEK İLİŞKİLERİNDE EN BÜYÜK İHTİYAÇ DİYALOG

Üsküdar Üniversitesi Ebelik Bölümü tarafından 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen “Şiddet: Gör, Duy, İlgilen, Güçlen” başlıklı sempozyumunda kadına karşı şiddete dikkat çekildi.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Merzifonlu Bilim İnsanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen sempozyumda kadının aile, sosyal ve ekonomik hayatın içerisindeki önemine işaret etti. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Tarhan, tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak sözlerine başladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bütün çalışan kadınlar birinci olarak annelerdir. Annelerin çalışması da 7/24’tür. Ancak annelerin tüm çabaları iş olarak görülmez. Anneler de dahil bütün kadınların, kadın hakları açısından önemli olan bu günlerini kutluyorum.” dedi.

ÖNCE ZİHİNSEL DÖNÜŞÜM GEREKLİ

1960’larda kadının özgürleşme hareketinin başladığını ifade eden Merzifonlu Bilim insanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan cins, cinsiyetçilik gibi kavramlar tartışıldı.  Cinsiyetçilik konusunda ataerkil kültürünün getirdiği ön yargılar toplumlarda kadın hakları önündeki en büyük engeli oluşturdu. Zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmuyor. Bireysel farkındalığın ön plana çıkması için sosyal farkındalık önemlidir.” dedi.

Dünyada ciddi bir şekilde esen özgürlük rüzgârlarının sosyal hayatın yanı sıra aile ve insan ilişkilerini de etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Türkiye’deki ataerkil kültürün, kadına yönelik şiddet olaylarının artırmasında ve sosyal olarak Türkiye’nin modernleşme süreci içerisinde bir engel olduğunu fark ettik. Kadının, annelik görevini aksatmadan bunu başarabilmesi ile ilgili birçok kültürel ön yargılar vardı.” dedi.

KADIN PSİKOLOJİSİ KİTABIMDA KADIN VE ERKEĞİN FARKLILIKLARINI ELE ALDIM

Kadın ve erkeğin biyolojik farlılıklarını, benzerliklerini, kimlik açısından da farklılık ve benzerliklerini analiz etmeye çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2003’te başlayan ve iki sene süren bir çalışma ile 2005 yılında ‘Kadın Psikolojisi’ kitabını kaleme aldığını söyledi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadın-erkek beyni ile ilgili yeni bilgiler var. Şu anda bu kitap 97’inci baskısını yaptı. Nörobilim ile kadın-erkek benzerliklerini ve farklılıklarını birleştirmeye çalıştım, bunlar yeni bilgilerdi.” dedi.

KADIN VE ERKEK BEYNİ FARKLI ÇALIŞIYOR

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerinin daveti üzerine aşk üzerine bir konferansa katılım gösterdiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadın ve erkeğin aşk kavramına bakışıyla ilgili bir konferanstı. Kadın beyni nasıldır, erkek beyni nasıl çalışır? Konularında bir konferans verdim. Kadın doğum uzmanı bir arkadaş, itiraz etti bana. ‘Bunları nereden çıkartıyorsun’ diye. Ben de o zaman bilimsel referansları saymıştım. Vücudumuzun patronu beyindir. Stres altında kadının beyni paylaşarak rahatlamaya çalışır. Erkek beyni zihinsel sığınağına çekilir öyle rahatlamaya çalışır. Biri fazla konuşuyor, diğeri de susuyor zannediliyor. İletişim kopuyor, birbirlerini anlamamak var. Empati yoksunluğu var bunları o kitapta ele almaya çalışmıştım. Ayrıntılar kitapta referansları ile bulunabilir.” diye konuştu.

REKABETÇİ İLİŞKİ AİLE HAYATINDA OLUMSUZ ETKİLER OLUŞTURABİLİR

Kadın özgürleşme hareketinde kadın-erkek ilişkilerini, rekabetçi ilişkiye indirgemenin aile hayatında olumsuz etkiler oluşturabileceğine işaret eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kadın-erkek ilişkileri kabullenici ilişkiler olmalıdır. Kabul et, yönet tarzındaki ilişkiler olmalıdır. Önce kabul edeceğiz, daha sonra tamamlayacağız. Aksi halde ‘Senin dediğin, benim dediğim, senin annen, benim annem, senin hakkın, benim hakkım…vs.’ şeklinde ego savaşlarına dönüşüyor. Aile hayatı da sosyal hayat da. Cinsiyetçi ayrımları ancak diyalog ile çözebiliriz. En büyük düşmanımız önyargı, en büyük ihtiyacımız diyalog. Bu kadın-erkek ilişkilerinde de iyi ilişki kurmak demektir. Kadın ile erkek ilişkisi demek, sağlıklı iş birliği kurma becerilerini geliştirmek demektir.” diye konuştu.

SOSYAL VE DUYGUSAL BAŞARI DA ÇOK ÖNEMLİ

İnsan becerileri denildiği zaman hep akademik ve teknik beceriler üzerinde durulduğunu oysa sosyal ve duygusal başarının da önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsanın başarısı için sadece akademik başarı yetmiyor. Sosyal ve duygusal başarı da önemli. Kişinin bunları da öğrenmesi gerekiyor. Bunlara herkesin ihtiyacı var.” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *