17 Ağustos 1999 yılında meydana Marmara depreminin yıldönümü dolayısıyla İnşaat Mühendisi Cihan Sancak bir açıklama yaptı.
Depremlerin doğal bir hareket olduğunu ve doğanın bu hareketinin bilindiğini belirten İnşaat Mühendisi Cihan Sancak; “Depremler bir doğa hareketidir ve doğanın bu hareketi bilinmektedir, ancak zamanı konusunda belirleyici bir yöntem yeterli olarak bulunamamıştır. Buna rağmen depremler ve doğa hareketleri canlıları öldürmez, hiçbir canlıya zarar vermez, tabi olarak bu doğa hareketinin şiddeti, enerjisi olacaktır.
İnsanları, canlıları öldüren, doğaya zarar veren, yıkımların, acıların oluşmasına neden olan asıl faktör bilinen doğa hareketleri depremler değildir, bilinen bu doğa hareketlerine ve depremlere karşı önlemlerini almayan başta İnşaat Mühendisleri olmak üzere meslek adamları, bu işlerle ilgili yetkili ve etkili kamu kurum ve kuruluşlar (Belediyeler, Meslek odaları, Valilikler, il özel idareleri vs.)dır” dedi.
Sancak, yaptığı açıklamanın devamında; “Adet ten olsun diye hatalarını ört bas etmek, kurumların üzerine yüklemek için;
Birileri 17 Ağustos Depremi için yürüyüş yaparlar, Birileri deprem bölgesine geziler düzenler, Birileri de çıkar evlerinizi sigorta DASK yaptırın, siz ölseniz dahi kalanınız evsiz kalmasın derler, Birileri de kalkar yanınızda düdük, el feneri su bulundurun derler , Tabi bu işin rant tarafında olanlar da depreme dayanıklı mobilyalar eşyalar pazarlarlar, Bu çalışmaların hiç birisi deprem zararlarını ortadan kaldırmaz, insan, canlı ölümlerini engellemez, sadece insanlarımızı avutur..
Oysa Yukardaki Kurumlar Görevlerini Yapsalar Daha İyi Olmazmı?
İnşaat mühendisleri 40 yıl önce yapılmış yapılara, yeni yapı gibi aslına uymayan proje çizmeseler, Belediyesi İnşaat ruhsatı ve yapı kullanma ruhsatı vermese, Aslına uymayan Mimari projeler çizilmese, Belediye kaçak inşaata izin vermese, Belediyeler yargı kararlarını uygulasa, Her müteahhide farklı uygulamalarla farklı yoğunluklar vermese, Ayrımcılık yapmasa, Bağış alacağım diye farklı kot uygulamasa, kimilerinin de yol kotunun üzerinde kat oluşturacak şekilde kot uygulamasına göz yummasa, binaların projelerinden daha büyük yapılmasına izin vermese, haksız fazla kat veya birilerinin hakkını yemek için daha az kat veren uygulamalar yapmasa, gerçeğine uymayan güçlendirmelere, sonradan ilave katlara izin vermese, kaçak yapılmış bağımsız bölüm numarası dahi olmayan konutlara yapı kullanma izni vermese, İmar uygulamalarında kimseye haksız kazanç sağlanmaya çalışılmasa, yapılan düzenlemeler hamurlamalar bozulmasa, İmar planı dışındaki alanlarda inşaat ruhsatı vermese, Kaçak yapılara göz yummasa, kullanımına izin vermese işletme ruhsatı vermese.
Valilikler, İl Özel idare genel sekreterlikleri, İmar ve Şehircilik Müdürlükleri Kontrollerin sıklaştırsalar, Belediyelerdeki yapılan yanlışlara siyasi olarak değil sorumlu devlet anlayışı ile yaklaşarak yapılan haksızlıklara izin vermeseler, Kentte Belediyeler de sorumluluk taşıyan makamlarda meslek adamı olmayan insanların vekaleten görev yapmasına müsaade etmeseler, Yapı denetim şirketi sahiplerinin yasaları dolanmak amacıyla bir kısmında, yapı denetim şirketi emanetçilerin üzerinde asıl sahipleri projecilik ve müteahhitlik yapmasa, bir kısmında ise yapı denetim şirketi sahibi inşaat şirketini hanımının oğlunun veya yakınının üzerine yapmasa, yapılar yasalara uygun ve bu denetim şirketlerinin kuruluş amaçlarına uygun denetlense, bu yasalara aykırı yapılaşma engellense, yasaya uygun hale getirilse, Yani var olan yasalar işler hale getirilse, Kimseye göz yumulmasa, haksızlık yapılmasa Depreme dayanıklı yapılar yapılsa; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Otopark Yönetmeliği ve planlı alanlarda imar yönetmeliği Yönetmelikte olduğu gibi uygulansa, uygulamayı sağlayan görev yapanların şahsi ihtirasları ile değil, kin, nefret, ayrımcılık yaparak haksız kazanç veya zarar verme anlayışı ile uygulanmasa, Dürüst, Şeffaf, Birleştirici, Mesleğe Saygılı Olunsa; Bu Şehirde Depremin Yakıcılığından, Kaçınılmaz Ölümcüllüğünden Söz Edilemez.
Ancak Yukarıdaki sorumluluklar yerine getirilmediği için, her kesin kendine düşen görevi yapmadığı, sorumluluklarını yerine getirmediği için Bu ülkede, Bu şehirde depremden her zaman korkulacak ve depremlerden korkutulan olacaktır.
Meslek Odaları sorumluluklarını yerine getirsinler suçlusunuz;
Boşuna yürüyüş yapmayın, Kamu kurumları suçlusunuz;
Boşuna panel konferans düzenlemeyin suçlusunuz;
Depremle yaşamak kaderimiz ancak; mukadderatımız olamaz.
Japonlara sorulduğunda biz suiistimal yapmadan, görevimizi yapıyoruz onun için deprem sizdeki kadar yıkıcı olmuyor diyor.
Alman İnşaat Mühendisinin Bizdeki adı Yaşam Mühendisidir bu konuda vekâletle görev olmaz teslim edilemez görevimizi yapıyoruz diyor.
Bizde İnsanlarımızın, Tüm canlıların, Doğanın, Ülkemizin, Ekonomimizin, Devletimizin daha fazla acı çekmemesi, zarar görmemesi için sorumluları görevlerini yapmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı