reklam
reklam
38,0626 %0.37
43,2861 %1.57
3.953,81 % 2,12
82.107,16 %0.596
AMASYA
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Amasya
Yağmur ve kar
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Merzifon Bilgi Gazetesi GÜNDEM Acar: Sağlıklı Toprak, Sağlıklı Yaşam Demektir!

Acar: Sağlıklı Toprak, Sağlıklı Yaşam Demektir!

Haberleri

TEMA Vakfı, bu yıl 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü'nde, dünyanın yaşam kaynağı olan toprağın geleceğine odaklanarak "Toprak için bir olalım" çağrısında bulundu. TEMA Vakfı Merzifon Temsilcisi Kadir Acar, "Verimli tarım arazilerimizin çölleşme riskine karşı acil tedbirler almak hem bugünü hem de yarınlarımızı korumak için vazgeçilmez bir sorumluluktur. Toprağımız; bizim mirasımız, bizim geleceğimizdir. Unutmamalıyız ki sağlıklı toprak, sağlıklı yaşam demektir." diyerek toprağı korumanın önemini vurguladı.
Her yıl 17 Haziran’da iklim krizinin şiddetine dikkat çeken Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü bu yıl, Çevre Günü'ne benzer olarak “Bizim Mirasımız, Bizim Geleceğimiz #ToprakİçinBirleştik” temasına odaklandı. TEMA Vakfı, bu çerçevede iklim krizinin etkileriyle mücadelede hep birlikte hareket etmenin vazgeçilmez bir sorumluluk olduğuna dikkat çekerek bu etkileri azaltmada hepimizin görevi olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Günümüzde iklim değişikliğine karşı tedbirlerin artık bir zorunluluk olduğunu söyleyen Kadir Acar, "Henüz 1994 yılında, TEMA Vakfı’nın “Türkiye Çöl Olmasın!" sloganı toplumda büyük yankı uyandırmıştı ve önlem alınmadığı takdirde ülkemizin çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, ilk kez bu kadar yüksek sesle dile getirilmişti. Maalesef bugün aynı tabloyla çok daha ciddi bir şekilde yüzleşiyoruz. İnsan faaliyetlerinin neden olduğu orman ve çayır-mera arazilerinin tahribatı, erozyon, kirlilik, tuzlanma ve asitleşme gibi sorunlar sebebiyle toprak bozulumu artıyor. Yaşam kaynağımız olan doğal varlıklar tükenirken, var olanların da üretkenliği azalıyor. Küresel ısınmayı 1.5°C ile sınırlandırmamız gerekiyor ancak Dünya şimdiden 1.2°C’den fazla ısınmış durumda. Kuraklıkların, sel ve taşkınların artması, toprak üretkenliğinin ve su kaynaklarının azalması ile biyolojik çeşitlilik kaybı, insan yaşamını derinden etkiliyor." şeklinde konuştu.
DÜNYA ÜZERİNDEKİ TOPRAKLARIN %40’I TAHRİP OLMUŞ DURUMDA
İklim krizi, erozyon, çölleşme ve kuraklığın ülkemizdeki olumsuz etkilerini vurgulayan ve toprak üzerindeki yaşamın ciddi bir tehlike altında olduğunu belirten Acar, "Çölleşme, arazi bozulumları ve kuraklık nedeniyle dünya genelindeki tüm arazi alanlarının %40’ı tahrip olmuş durumda ve bu durum dünya nüfusunun %25’ini olumsuz etkilemektedir. Sağlıklı toprak, gıdamızın %95'ini sağlarken aynı zamanda önemli bir iş ve geçim kaynağıdır. Ancak her yıl 100 milyon hektar arazi vahşi madencilik, şehirleşme ve kirlilik gibi nedenlerle tahrip ediliyor. Bu da dünyada her saniye 4 futbol sahası büyüklüğünde sağlıklı arazinin yok olması anlamına geliyor. Tahribatın %80’i yeni tarım arazileri elde etmek için yapılıyor ve bu da biyolojik çeşitliliğin yok olmasına neden oluyor. Ayrıca mevcut tarım arazilerinde ise sürdürülebilir olmayan uygulamalar nedeniyle toprak bozuluyor. Erozyon, kimyasal gübrelerin suyu kirletmesi ve pestisit kullanımı tarım arazilerinin verimliliğini azaltıyor, insan ve toprak sağlığını bozuyor." dedi.
KURAKLIK VE ÇÖLLEŞME, 3.2 MİLYON İNSANIN YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR
Çölleşme ve kuraklığın, zorunlu göçün de itici güçleri arasında yer aldığının ve her yıl 3.2 milyon insanın yaşamını tehdit ettiğinin altını çizen TEMA Vakfı Merzifon Temsilcisi Kadir Acar, "Artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için tarıma daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Bugün, 750 milyondan fazla insan açlık çekerken, 2050 yılında 10 milyarlık nüfusun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için toprağa olan ihtiyacın daha da artacağı açık bir şekilde görülüyor. Atalarımızdan miras kalan topraklar sadece bizim değil, gelecek kuşakların da hakkıdır. Bu hakkı korumak için doğanın yaralarını iyileştirmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir arazi yönetimini sağlamak, orman ve mera alanlarını korumak, bozulan arazileri eski haline getirmek için yenileme (restorasyon) çalışmaları yapılması büyük önem taşıyor. Doğaya yapılan her yatırımın, geleceğe yapılan en değerli yatırım olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. " ifadelerinde bulundu.
ÜLKEMİZDE YAKLAŞIK 410 BİN HEKTAR ORMAN ALANI KAYBEDİLDİ
Türkiye'de orman, çayır-mera alanları ve tarım topraklarının büyük baskı altında olduğuna ve yasalarda yer alan bazı hükümlerin arazi tahribatını kolaylaştırdığına işaret eden Kadir Acar, "2012-2023 yılları arasında madencilik ve enerji faaliyetleri sebebiyle yaklaşık 410 bin hektar orman alanı kaybedildi. Büyüyen kentler verimli tarım arazilerini yutarken, hala tarımsal verimliliği çok yüksek tarım arazileri ve büyük ovalarda organize sanayi bölgeleri tesis edilmek isteniyor. Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer alıyor; bu yadsınamaz bir gerçek. Bu nedenle arazi kullanımında yapılacak değişiklikler ve sürdürülebilir yönetim hayati önem taşıyor." diye konuştu.
Toprak ve suya olan ihtiyaç artarken, arazi tahribatını önlemek için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini dile getiren Acar, "Ormanlarımız, su varlıklarımız, çayır-mera arazilerimiz ve verimli tarım topraklarımız korunmalı, madencilik faaliyetlerine feda edilmemelidir. Bunun yanında toplumu çölleşme, erozyon ve toprak koruma konularında bilinçlendirmeli ve bu konuda eğitim faaliyetlerine de katkıda bulunmalıyız. Günlük yaşamlarımızda tasarruf alışkanlıklarımızı geliştirerek doğal varlıklarımızı korumaya destek olmalıyız. Çölleşmiş veya erozyona uğramış toprakları iyileştirmek için yenileme çalışmalarını teşvik etmeliyiz. Politika yapıcılar ve karar vericilerden doğal varlıklarımızı yani yaşamı koruyan düzenlemeler yapmalarını talep etmeliyiz. Unutmayalım ki sağlıklı toprak, sağlıklı yaşam demektir!" şeklinde atılması gereken adımları sıraladı.
Acar, "TEMA Vakfı olarak Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde toprağın ve doğanın korunması için herkesi bir araya gelmeye ve birlikte hareket etmeye davet ediyoruz. Toprak için bir olalım, geleceğimizi koruyalım!" şeklinde konuştu.

KAYNAK: Nurettin Değirmenci
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *